Atom, kader ve çiftçi..


 KONUK YAZAR NİHAT GİDER

..

Atom, kader ve çiftçi..

1000 yıl önce yaşamış olan 2 Türk İslam bilim adamı Biruni ve İbni Sina’nın 10 soru ve cevap üzerine yapmış oldukları mektuplaşmalarını okuyunca nutkum tutulmuştu.

Aristoteles’i odak noktalarına almışlar ve atomun bölünüp bölünememesi konusuyla ilgili birbirlerine eleştirilerilerde bulunmuşlar.

Geometri, metafizik, başka evrenlerin ve dünyaların varoluşu, kader olgusu, yaratılış, kutuplarda dönüş ve oluşan ivme ısınma ilişkisi üzerine tartışmışlar.

1000 yıl önceki hakikat ve yüceliğe hayranlıkla bakıyorum..

1000 yıl önce atom üzerine tartışmalar varken, günümüzdeki en büyük tartışma konusu; bir çiftçi, bir üretici, ürettiği üründen kâr etmeden, kâr etmekten vazgeçtim zarar etmeden, zarar etmeden vazgeçtim ürünü dalında kalıp tümden sermayesini çöpe atarak gelecek seneye kadar nasıl yaşayacağını, nasıl tekrar üretmek için para bulabileceğini, parayı bankadan bir şekilde bulabilse bile vergileriyle %80 civarına ulaşan faizi nasıl ödeyebileceğini çözebilmek atomu çözebilmek kadar zor geliyor bana..

Narenciye süreci çok acı geçmişti.Özellikle limon ve mandalinaların bahçedeki satış değeri 0 liraya kadar düşmüştü.Ürünler dalında kalmıştı ve hatta yüz binlerce limon ve mandalina ağacı bu nedenle sökülmüştü.

Şimdi sert çekirdekli dediğimiz şeftali, kayısı gibi ürünlerin hasat ve satış zamanı geldi.

Ve maalesef ki piyasadan gelen haberler çok acı verici.

Bahçede ürün fiyatları maliyeti karşılamayacak kadar düşük.Yani zararına satış fiyatı var ve buna rağmen alıcı yok.

Büyük umutlarla ve binbir zahmet ve emekle yetişen ağaçlar ve meyvelerinin ticari değeri yok olmak üzere..

Şimdi bunun adı kader mi!

Günümüz dünyasında atom ve bunun en alt parçacıkları bile çözümlenebilirken, ürettiği ürünü zarar ederek tekrar üretmek zorunda bırakılan çiftçinin düşürüldüğü bu çözümsüzlük durumu kader olabilir mi!

Varlığınız daim olsun.

 

 

0 Yorumlar

Yorum Gönder