TARSUS HABER- İyi Parti Tarsus’ta Çiftçi için cenaze namazı kıldı. İyi Parti Tarsus’ta Türk Çiftçisinin Cenaze Töreni ve Helva Dağıtımı Organizasyonu İyi Parti İlçe Başkanı Daniyel Mercan'ın ‘’Ölüme Terk Edilen Türk Çiftçisi YALNIZ DEĞİLDİR’’ dedi.
Mercan şunları söyledi: ‘’Buraya çok sevdiğimiz dostumuz Türk çiftçisinin cenaze namazını kılmak için toplandık. Hepimizin gözleri önünde eriyen, perişan olan, ölümüne şahitlik ettiğimiz Türk çiftçisinin çektiği acıları, yaşadığı dramı bir kez daha sizlere anlatmak istiyoruz.
Görülmeyen, duyulmayan, konuşulmayan Türk çiftçisini dilsizlere,
sağırlara, körlere ulaştırmak için bu organizasyonu yapıyoruz. Sahipsizlikten,
sesini duyuramamaktan, yalnızlıktan biçare düşen Türk çiftçisine sahip çıkmak,
sesini duyurmak, yalnız olmadığını göstermek için yapıyoruz. Gören Körler,
Duyan Sağırlar ülkesinde Türk Çiftçisinin hakkını, hukukunu en yüksek sesle
bağıra bağıra savunuyoruz. Ölüme Terk Edilen Türk Çiftçisi YALNIZ DEĞİLDİR.
Sevgili dostlar Türk Çiftçisinin can çekişmeyi de geçtik artık
Türk Çiftçisi ölüyor. Çünkü ülke son yirmi yıldır üretmek yerine ithal etmeyi
yöntem olarak benimsiyor. Soruyorum sizlere, üretmeyen bir tarım sistemi ayakta
kalabilir mi? Nitekim kalmıyor. Kalamıyor. Türk Çiftçisi ölüyor.
Her geçen yıl üretimden, tarımdan kopan nüfus hızla kente göç
ediyor. Bugün köylere gittiğinizde üretimi, tarımı sürdürmeye çalışan yaşlı
insanları görürsünüz. Gelin gitmeyen köyler, bebek sesi duyulmayan evler,
çocukların koşturmadığı sokaklar görürsünüz. Çünkü üretime hevesli genç yok
artık. Çünkü bu iktidar döneminde üretimde bir gelecek yok. Tarımda bir umut
yok.
Kıymetli çiftçi kardeşlerim, üretici dostlarım; bugün buraya bir
temsili cenaze getirdik. Bu cenaze Ali amcanın, Ayşe teyzenin cenazesidir. Bu
cenaze dün ölen, bugün ölmekte olan ve yarın, çok yakın günlerde ölecek olan
Türk Çiftçisinin cenazesidir. Bu cenaze senin, benim, bizim cenazemizdir. Bugün
bu tabutta bizler varız. O yüzden bu kılınan namaz, şimdi anlatacağım bu hikâye
Türk Çiftçisinin yani bizlerin ıstırabıdır. Bizlerin acısıdır.
Bu cenazeyi nereden getirdik biliyor musunuz?
Bu cenazeyi ana para borcundan daha fazla faiz borcu üreten
Tarım Kredi Kooperatifinden getirdik. Hak ettiği emeğin karşılığını alamayan
çiftçi ayakta kalmak için borçlandı. Borcunu ödeyemedikçe faizi katlandı. Faiz
katlandıkça çiftçi daha kötü bir hale düştü. Çiftçi bu iktidar döneminde Tarım
krediden borçlanacağına tefeciden borçlansaydı bu kadar aciz bir duruma
düşmezdi. Buradan tarım kredi kooperatifine sesleniyorum; işte Türk Çiftçisinin
cansız bedeni, eserinizle gurur duyuyor musunuz?
Bu cenazeyi başka nereden getirdik? Ziraat Bankasından getirdik.
Hani şu Aziz Atatürk’ün çiftçiyi ayağa kaldırması için kurduğu bankadan. Umudu
üretimde olan, ele güne muhtaç olmak yerine alın teri ile ayakta kalmak isteyen
benim şerefli, onurlu, haysiyetli çiftçim, ne yazık ki para kazanamadıkça
Ziraat Bankasından kredi çekti. Fakat akıbeti tarım kredi kooperatiflerinden
farklı olmadı. Üretmeden borcunu ödeyemeyecek olan benim çiftçim; traktöründen,
holdöründen, köteninden oldu. Banka geldi bu makineleri haczetti. Peki, bu
makineler olmadan nasıl üretim yapsın benim çiftçi, nasıl borcunu ödesin?
Kıymetli dostlar, Türk Çiftçisi bağıra bağıra, feryat, figan
içinde ölüyor.
Bugün bu cenazeyi son bir yılda yüzde doksan oranında zamlanan
gübre bayiinden aldık. Çiftçi gübre atmadan üretimden sonuç alamaz. Gübre bu
kadar fahiş bir hale gelirse çiftçi gübre alamaz. Nitekim alamıyor da. Bakın
gidin ovalık Tarsus’a, gidin dağlık Tarsus’a taban gübresi atılmayan araziler göreceksiniz.
Bahar gübresini atamayacak araziler bulacaksınız. Bu gübre fiyatları çiftçiyi
tarıma küstürüyor. Çiftçiyi üretimden koparıyor. Üretim yapamayan çiftçi;
açlığa, sefalete, yoksulluğa, çaresizliğe itiliyor.
Sevgili üretici kardeşlerim bu cenaze son bir yılda yüzde doksan
zamlanan akaryakıt istasyonlarından alındı. Mazot alınmadan, üretim nasıl
yapılsın. Bu yüksek fiyatlarla nasıl mazot alınsın? Sonuçta mazot alamayan
çiftçim yalnız başına kaldı, ölüme terk edildi.
Özetle Türk Çiftçisinin; tabutu ilaç bayilerinde çakıldı, kefeni
tohum bayilerinde dikildi, mezarı elektrik şirketlerince kazıldı. Sorarım
sizlere, Türk Çiftçisi ölmesinde ne yapsın?
İlçe başkanı olmamdan önce ben de sizler gibi bir çiftçiyim.
Sizin feryadınızı en iyi ben anlarım. Benim partim İYİ Parti üreten Türkiye
hayali olan bir parti. Benim liderim Meral Akşener tıpkı bizler gibi köyün,
köylülüğün, üretimin içinden gelen biri. Biz sizin ıstırabınızın çocuğuyuz.
Sizi en iyi biz anlarız.
Bugün Türk Çiftçisi olarak bizler; kimseden sadaka dilenmiyoruz,
kimseden bize acımasını beklemiyoruz. Alın terimizle helal kazanarak helal
lokma yemek istiyoruz. Bu ülkede herkes gibi eşit, onurlu, adil yaşamak
istiyoruz. Fakirlikte yarışan değil zenginlikte eşitlenen bir Türkiye’nin
parçası olmak istiyoruz.
Şerefimizle, haysiyetimizle, onurumuzla; çoluğumuza çocuğumuza
eşimize ailemize iyi bir gelecek istiyoruz. Rahat yaşamak, mutlu yaşamak,
huzurlu yaşamak Türk Çiftçisinin hakkı değil mi? Hayal kurmak, başı dik
yürümek, borçsuz olmak Türk Çiftçisinin hakkı değil mi?
Elbette hakkımız. Elbette alacağız.
Saygıdeğer basın mensupları hepinizin malumu olduğu üzere
Türkiye bugün şiddetli enflasyon ile karşı karşıya. Enflasyonu sadece para
politikası ile düzelteceğimizi düşünüyorsak yanılıyoruz. Çünkü enflasyonun en
önemli başlıklarından birisi gıda fiyatlarıdır.
Enflasyonda istikrarı yakalamanın, enflasyonu düşürmenin ilk
yolu tarımdaki yüksek ateşi dindirmekten geçer. Girdi maliyetleri azalırken,
tarımsal üretim artmalı böylece gıda yönlü enflasyon azaltılmalıdır.
Şu sıkıntılı zamanlarda bu tip yapısal önlemler alınmazsa
özellikle girdi maliyetleri azalmazsa üretimden kopuş başlayacak. Seralar
tarlalar boş kalacak.
Bu maliyetlerle kimse üretim yapamaz? Hangi akıllı insan
zararına üretim yapar? Bu gidişatın sonu kıtlıktır. Pahalılıktır. Açlıktır.
Sefalettir.
Acil önlem alınmazsa ekmeği 5 TL’den, domatesi 20 TL’den
tüketmek kaçınılmazdır. Bu yoksulluğun daha fazla artmasıdır.
Dolayısıyla çare üretimdir, çözüm üretimin desteklenmesidir.
Aksi halde cenaze ortadadır.
Nefes alamıyoruz görün artık Türk Çiftçisi ölüyor.
Sesimizi duyun artık Türk tarımı ölüyor.
Ankara’dakiler anlayın artık köylü ölüyor, besici ölüyor, seracı
ölüyor.
Bu sorunların çözümü için erken seçim, hemen seçim acil seçim
istiyoruz.
Türk Çiftçisine sözümüzdür; bu cenazeyi biz kaldırırız.
Benim köylüm, benim çiftçim, benim üreticim, benim besicim
sahipsiz değilsin. Yalnız değilsin. Umutsuz olma, tasalanma. Çare var. Umut
var. Çözüm var. Biz varız. İYİ Parti var. Meral Akşener var. Biz geleceğiz. Biz
çözeceğiz.
Ancak sizin de bu aydınlık gelecek için sorumluluk almanız şart.
Seçim sandığı önünüze geldiğinde artık kendi cenaze namazınızı kılmayın.
Kendinizi musalla taşına taşımayın. Kaderinize el koyun. Bu gidişata bir dur
deyin. Değişimden yana taraf olun.
Türk Çiftçisi eskiden yorgunluktan ölüyordu şimdi borcundan
ölüyor. Acından ölüyor. Yokluktan, yoksulluktan ölüyor. Türk Çiftçisi rahmetli
oldu buyurun cenaze namazına…
0 Yorumlar