Mersin
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin
Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından İstanbul’da düzenlenen toplantılarda
Mersinli hemşehrileriyle bir araya geldi. Mersin il ve ilçelerini kapsayan hemşehri
dernekleri ve Mersinli tanınmış isimlerinin bulunduğu toplantılarda, Mersin’in
güzel bir geleceğe taşınması için neler yapılabileceği konuşuldu. Başkan Seçer,
Mersin’in Türkiye’nin yükselen yıldızı olduğunu, huzur, düzen ve refah kentine
dönüştüğünü söyledi.
İstanbul’da
gerçekleştirilen Mersin il ve ilçeleri hemşeri dernekleri buluşmasına; Tarsus
Kültür ve Dayanışma Derneği, Mersin İşadamları Yöneticileri Sanatçıları ve
Akademisyenleri Derneği, İstanbul Silifke Kültür Dayanışma Gençlik ve Spor Kulübü
Derneği, İstanbul Mutlular Derneği, İstanbul Gülnarlılar Derneği, İstanbul
Erdemliler Derneği, Taşeli Kalkınma ve Güç Birliği Derneği ve Mersin Liseliler
Derneği yönetim kurulu başkanları ve yöneticileri katıldı
Mersinli basın,
bilim, sanat ve iş dünyasından tanınmış isimlerle yapılan toplantıda ise Mehmet
Nane, Erden Timur, Burak Tümer, Erdal Çiftçi, Şila Gök, Celal Toroğlu, Ömer
Onan, Derya Baykal, Mabel Matiz, Prof. Dr. Uğur Ersoy, Prof. Dr. Adnan Gökçel, İrfan
Donat, İsa Çelik, Sedef Kabaş, Soner Sarıkabadayı, Oral Çalışlar, Dilara Koçak,
Mehmet Tüfekçi, Prof. Dr. Emre Akkuş, Prof. Dr. Serdar Küçükoğlu, Ebru Erke ve
Ali Avcı yer aldı.
“Buluşma nedenimiz, kökleri Mersin’de olan
hemşerilerimizle gönül bağı kurmak”
Başkan Seçer, Mersin’in
zenginliklerinden bahsederek başladığı konuşmasında, “Buluşma nedenimiz, kökleri Mersin’de olan hemşehrilerimizle gönül bağı
kurmak. Neden buna ihtiyaç duyduk? Geçmişini bilmeyen hiçbir birey geleceğini
kurgulayamaz. Belediye Başkanı olarak benim misyonum bu insanlarla Mersin
halkının, Mersin’in iletişimi sağlamak, ilişkileri geliştirmek, genel anlamda
ise hep beraber katkı sağlamak. İnsanlar etrafıyla gelişir, kalkınır, büyür.
Biz ne kadar gelişirsek kentimize de o kadar katkı sunarız. Mersin’in tanınmaya,
bilinmeye ihtiyacı var. İlişkilerimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Her şeyin
başlangıcı vardır. Ben 2,5 yıldır Belediye Başkanıyım ve burada bir noksanlık
gördüm ve burada çalışmak istedim. Burada elçi vazifesi gören komitede yer
alıyorsunuz” diye konuştu.
“Mersin’in geleceği çok güzel”
Başkan Seçer,
Mersin’e karşı yerleşmiş bazı olumsuz görüşlerin olduğunu ifade ederek, şunları
söyledi:
“Mersin, şu anda Türkiye’nin yükselen yıldızı,
huzur, düzen ve refah kenti. Mersin’in değerini Mersinlilerden başka kimse
bilemez. Mersin tertemiz bir kent. Kadim ve tarihi güzellikleri olan bir kent. Metro
için 3 Ocak 2022’de ilk kazmayı vuracağız. Mersin ile ilgili sosyal medya
platformlarında sayfalarımız var. Bizim marka değeri oluşturabilmemiz için
sabırla zamanın geçmesi lazım. Mersin; Anamur, Tarsus, Silifke gibi ilçeleriyle
de kadim bir şehirdir. Metro bunun için de bir adımdır. Fark yaratamazsanız
kadim olamazsınız. Mersin’in geleceği çok güzel.”
“Yol yürüdükçe birçok şey ortaya çıkacaktır”
Başkan Seçer, yapılan
toplantılarda ortalama 100 Mersinli hemşehrisi ile buluştuğunu belirterek, “Bir başlangıç yapıyoruz. Bunlar, üzerinde
düşünmemiz ve konuşmamız gereken konular. Her konuyla ilgili bizim komitemiz
var. Her biri içerisinde yetkin insanlar var. Detay çalışmaları yapıp sizlerle
paylaşacağız. Herkes Mersin’e bir şey yapmak istiyor ama ne yapacağını
bilmiyor. Bizim, sizin bu hevesinizi diri tutmamız gerekiyor. ‘Çalışma grubu
kurulsun’ denildi, biz de yöntem arıyorduk. Somut bir şeyler peşinde olmamız
gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Tarihi kent merkezi projesi çalışıyor”
“Eski Mersin”
olarak da bilinen tarihi kent merkezinde yenileme çalışması başlattıklarını belirten
Başkan Seçer, “Mersin tarihi kent
merkezi için proje çalışıyoruz. İstanbullu bir firma ile Azakhan, Kasaplar
Çarşısı gibi yerleri tasarlama projesi. Kasaplar Çarşısı’nı kamulaştırıyoruz.
Biz aslında çok şeye başladık burada konuştuğumuz. Bir şeyler yapılıyor
aslında. Tarihi Mersin Çarşısı ile çok teferruatlı çalışma yapıyoruz. Çamlıbel
dahil kentsel tasarım çalışması yapıldı, çok güzel sonuç aldık. Yol yürüdükçe
birçok şey ortaya çıkacaktır” ifadelerine yer verdi.
“Mersin’e güvenin. Her geçen gün ileriye gittiğini
görerek yaşıyoruz”
MTSO Yönetim
Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, toplantıdaki katılımcıların Mersin’in gönüllü
elçileri olduğunu belirterek, Mersin’in çok yönlü bir şehir olduğu vurgusunu
yaptı. Kızıltan, “Mersin, turizm
açısından tanınıyor. Mersin Antalya’dan geri değildir. Mersin’e güvenin. Her
geçen gün ileriye gittiğini görerek yaşıyoruz. Çok büyük değişim var. Kurumlar
arası diyaloğu ve iş birliğini biz Büyükşehir ile yerleştirdik. Bu kurumların
iş birliği yapması Mersin’i daha da güçlendirir. Bu iki kurumun iş birliği Mersin’de
büyük bir sinerji yaratacaktır. Aynı sinerjiyi sizlerin de yaratması gerekiyor”
dedi. “Her şey sadece Mersin için” sözleriyle
konuşmasını sürdüren Kızıltan, “Mersin’in
her şeyiyle ilgilenin arkadaşlar. Biz bir araya geleceğiz. Mersin’e hizmet
etmek için birlik olacağız” diye konuştu.
“Yol haritamızı belirliyoruz”
İstanbul’da
faaliyet yürüten hemşehri dernekleri temsilcileri de yapılan toplantının
önemine vurgu yaparak, Mersin için birlikte hareket etmenin önemine değindi.
Toplantının sonuç kısmına dair bilgiler veren MTSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi
Cem Bucuge, “Elimizde 67 isim var. Biraz
da küçük sayıyla başlayıp daha yaratıcı fikirlerle yol alacağımızı düşündük.
Buradan çıkacak sonuç bildirgesiyle yol haritamız belli olacak” dedi.
“Hedeflerimizi belirlemeliyiz”
Mehmet
Tevfik Nane; “Benim önerim, hedeflerin tespiti. Bizim bir sembol belirleyip bu
çerçevede oraya odaklanıp, alt hedefleri belirleyip profesyonel bir şekilde
yönetilmeli. Hatları belirleyip, kar marjı olan şirketi yönetir gibi
yönetmeliyiz” dedi.
“Müzik ön planda olmalı”
Mabel
Matiz “Ailem Sivas kökenli ama ben
Mersin’de doğdum büyüdüm ve Mersinli olmaktan keyif alıyorum. Ömrümün yarısı
Mersin’de geçti ve tarihi kültürüne hakimim ve bir müzisyen olarak bu
değerleriyle ön planda olmasını ve görünür olmasını çok isterim” dedi.
Bisiklet önerisi
Boğaziçi
Üniversitesinde öğretim üyesi Uğur Ersoy “Köklü
bir Mersinliyim. Mersinle ilgili arzum, küçükken herkes bisikletle alışveriş
yapar işine giderdi. Şehirde yine herkesin iş için vasıta olarak kullandırmak
çok yararlı olacaktır” diye konuştu.
“Mersin’i nasıl anlatacağız, buna
karar vermeliyiz”
Hürriyet
Gazetesi köşe yazarı Ebru Erke “Biz
öncelikle Mersin’i nasıl anlatacağız buna karar vermeliyiz. Adana’nın
festivalinin tutmasının arkasındaki neden hayatlarının içine aldılar. Böyle bir
kültür olduğunu gördü insanlar. Mersin için elimizden geleni yapmaya hazırız” diye
konuştu.
“Her türlü desteğe hazırım”
Sanatçı
Derya Baykal “Namrun’da evimiz var. Ben
Mersin’i çok seviyorum çok hayranım. Çeşitli işler nedeniyle sık gittim.
Oğlumun babası, kardeşlerim, dedem, babamın mezarı Mersin’de. Hakikaten
Mersin’de niye böyle bir şey olmuyor, neden birleşmiyoruz dedim. Biz de
Mersin’de neden bir sinerji oluşturmayalım. Ben destek vermeye hazırım” dedi.
“Kültürümüz çok önemli”
Rönasans
Genel Müdürü Celal Toroğlu “Mersin’de
ilk yerleşen ailelerdeniz. Erman Toroğlu ve ben şehir dışına çıkmışız. Üç
dinden insanların gömüldüğü tek mezarlık Mersin’de bu çok değerli bir kültür
bence. Mersin’in bu özelliğinin öne çıkartılması gerekiyor. Kültür ve sanatın
önceliklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Mersin müzik festivali çok önemli
bence. Sanatın Tükiye’de sahiplendiği bir şehir yok ama bence orası Mersin.
Herkes birbirine hitap ederken hemşeri gibi hitap eder. Biraz da teknik
tarafından bahsedecek olursak, hem ısıtılabilir hem güneş enerjisinden fazlaca
faydalanmalıdır. Biz her türlü katkıya hazırız” dedi.
“Mersin bir cennet”
Gazeteci
Sedef Kabaş ise “Mersin sıcak bir
memleket ve insanları da öyle. Aranızda bulunmaktan çok mutluyum. Baba
tarafından Mersinliyim, ama hiç yaşamadım. Mersinin güzelliğini ve değerini
daha sonradan keşfedenlerdenim. Ben aileden kaynaklı değil daha sonra Mersin’e
gitmiş ve dışarıdan bir gözle beğenen biriyim. Daha nesnel bir gözle bakma
şansım oldu. Şunu gördüm ki, Mersin bir cennet. Her şeyiyle bir cennet.
Geçenlerde Mersin’e gittiğim bir etkinlik sonrası, Mersin’den bir davet geldiği
zaman koşa koşa gidiyorum. Çok küçük bir mekan beni Mersin ziyaretimde beni çok
mutlu etti. Tek bir hamle bile çok fark yaratabilir” dedi.
“Koşa koşa gidiyorum”
Prof.
Dr. Serdar Küçükoğlu “Kalp uzmanıyım. Ailem Mersinli. Çamlıbel’de oturdum.
Hekimlik yanı sıra derneklerde aktifim. Mersin’de kongre yaptım. Mersin’i her
yerde tanıtmak istiyorum. Her sene bir iki defa mutlaka gidiyorum. Yarın yine
Mersin’e gideceğim. Bir toplantı olduğunda koşa koşa giderim. Yapılacak her
türlü şeyde varım. Çünkü her gelişimde ayrı keyif alıyorum, enerjim yerine
geliyor”
“Y ve Z kuşağının da sahipleneceği
etkinlikleri planlamalıyız”
İş
insanı Erdem Timur da “Mersin’de doğdum
büyüdüm. İnşaat yapıyorum. Kentin dışında oralı olduğuna ikna edecek ve sen
söylemeden onun söyleyeceği bir dataya sahip olması ve ifade etmesi gerekiyor.
Mersin’i sahiplenebileceği, kontekste özgürlük olan bir festival yapılabilir.
Düşünsel tartışmaların da yapılması gibi ya da yemekle ilgili sıra dışı bir
şeyler üretmesi gibi, Y ve Z kuşağının da sahiplenebileceği bir etkinlik
planlaması yapılabilir. Ben de katkı sunmak isterim seve seve” dedi.
“İlk kez icraat oldu”
İş
insanı Mehmet Tüfekçi “Arçelik pazarlama
sorumlusuyum. Herkes konuşur ama icraat yok. Ama ilk defa böyle bir topluluk
var. İcraat var. Burada bu toplulukla olmaktan mutluyum. Her fırsatta Mersin’e
giderim. Her gittiğimde İstanbul’dan birini götürüyorum. Mersin’le ilgili
birkaç şeyi beraber yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir tanesi turizm,
ikincisi tarih üçüncüsü lezzet gibi farklı konularda yapılmasına inanıyorum.
İyi bir planlama ve koordinasyon yapmak lazım turizm yerleri için götürüp
insanları tanıtmak lazım. Gezi programları çok önemli. Bir şey duydum, Şahmeran
diye bir dizi çekiliyormuş ancak Adana’da çekiliyormuş. Buna çok üzüldüm. Çünkü
Mersin’in değeridir Şahmeran. Film ve dizi sektörü de önemli bir zenginlik
sağlıyor. Ben her zaman yardıma desteğe hazırım, şahsım adına” şeklinde
konuştu.
“Katılımcı organizasyonlar
yapmalıyız”
Turizmci
Erdal Çiftçi “Bir Mersinli olarak, çocukluğumda Müftü deresinin orada büyüdüm.
Mersin turunç kokardı. Bizim yapmamız gereken katılımcı bir organizasyonu, bir
yılda günlere yaymak lazım. Ancak Mersinlilerin desteğini alabilmek için eski
dinamik ve eğlenceli günlerini geri getireceğine inandırmadığımız sürece
Mersinliler bize inanmaz. Planlanan tüm etkinlileri sürdürülebilir şekilde
yapılması lazım. Ben Mersin sahilinden post atsam ve Miami diye etiket yapsam inanın
anlamazsınız. Hepsinden öte hedefimizi uluslararası koymamız gerekiyor. Öyle
bir sanat aşkı var ki, öyle bir gastronomi var ki. Bütün şehirlerin yurtdışında
tanıtım ofisleri var. Bence Mersin’in potansiyeli var. Kalıcı, katılımcı ve
sürdürülebilir projelerle yurt dışını hedeflemeliyiz” dedi.
“Mersin Akdeniz ülkelerinin
başkenti olmalıdır”
İş
insanı Burak Tümer “Mersin’le ilk
tanışmam 12-13 yaşımdadır. Sonra bağımlısı olduk. Bu gece için çok teşekkür
ediyorum. Biz Cem ve Ayhan Bey ile iki yıldır bu gece için çalışıyoruz.
Mersin’in Akdeniz’in başkenti olarak konumlandırarak iddialı bir şekilde
çıkmalıyız. Stratejinin ne olduğunu önümüzdeki günlerde belli olacaktır ve
eminin en iyi şekilde belirleyeceğiz.” Dedi.
“Her türlü katkıya hazırım”
Sanatçı
Soner Sarıkabadayı ise “Davet edildiğim
için çok mutlu oldum. Tanışmıyor olduğum insanlarla tanışmak beni ayrıca mutlu
oldum. Herkesin çok donanımlı ve hazırı olması beni şaşırttı. Mersin’i
değiştirmekten ziyade olduğu gibi kabul etmek lazım. Diğer illerde oluyor
burada niye olmuyor dememek lazım. Mersinle ilgili çok bir şey yapmadım ama
bundan sonra yapmayı benden ne isterseniz yapmaya hazırım. Seve seve burada
bulundum.”
“Bir an önce başlamalıyız”
Türkiye
Basketbol Federasyonu Genel Koordinatörü Ömer Onan, “Bir şeyler yapacaksak bu bir süreçtir. Nasıl bir iki antremanla
şampiyon olunmuyorsa, şehir olarak eksikliklerimiz neyse gibi tespitler yapıp,
antremanlar yapmalıyız. Mesela Mersin’e geliyorum ancak kalmak için Adana’ya
gidiyorum. Neden derseniz otellerimiz kendini yenilemiyor. İlk önce
eksikliklerimizi tespit etmeliyiz. Turizm diyoruz ama tesisimiz yok. Şehir
içinden denize giremiyoruz. Bunlar önemli. Biz bir şey sahipleneceğiz ama
Mersin’in havaalanı yok. Bence bunca zaten bu nedenle bir şey olamadık. İnip bindiği
yer Adada. Bazı problemlerimizi çözmemiz lazım. Çalışma grubu kurulsun ve biz
elimizden ne geliyorsa hep birlikte Mersin’i daha çok tanıtmak ve çekmek için
elimden geni yaparız. En önemlisi başlamaktır. Bu toplantı başlamaktır. Kültürü
havası insanları muthiş. Ne yapılacaksa bir an önce başlamakta fayda var” dedi.
“Burada olmak güzel”
Beslenme
Uzmanı ve yaşam koçu Dilara Koçak “Burada
olmak çok güzel. Mersin’e gitmiş kadar oldum. Herkesi kucaklayasım var. Annem
Mersinli. Mersin’e çok sık gidiyorum bütün ailem orada. Yazları gidiyorum.
Beslenme uzmanıyım. Şunu söylemek istiyorum geleneksel medyadan sosyal medyaya
geçişte farklı iletişim dili olduğunu gördüm. Hikayeye ve duyguya insanlar çok
fazla inanıyorlar. Ne zaman Mersin’e anneme gitsem ve kısırını yapsam, ekmek
yapsam, zeytin toplasam. Herkes Dilara beni de götür diyor. Ben kafayı geleceği
beslemeye ve gıda israfına kafayı taktım. AB ile çalışıyorum. Bisiklet harika
bir çıkış yolu karbon salınımı yok. Güneş enerjisi ile tarımdan ulaşıma
Mersin’i sürdürüebilir ve her şeyiyle yaşayan bir şehir haine getirebilir.
Bizim denizimiz var. Bence Mersin, her mevsim Mersin diye bir slogan buldum.
Sürdürülebilirlik açısından da Mersin. Kışın ben onu balık yemeye yazın yaylaya
götürürsem son baharda turunç portakal toplatırsam, bana dua ederler. Hem
Mersin, hem ülke hem dünya için kaynaklarımız var ki. Doğa sporlarımız var.
Bunun için Antalya’ya, Adana’ya gidiyorum. Bizim Çamlıyaylamız müthiş bir yer.
Tranking rotalarımız var. Yapılabilecek çok farklı fırsatlarımız var. Her hafta
sonu farklı festival yaratacak kaynağımız var. Ben asker olmaya da elçi olmaya
da hazırım” dedi.
“Mutfak, Kültür ve Kitap”
Gazeteci
Oral Çalışlar, “Tarsusla ilgilendikçe,
eşim İstanbullu bana garip bakıyor. Demek ki, yerele bağlı kalmak bize has bir
şey. Ne yapabiliriz? Üç tane mesele var. Bir mutfak, iki kültür, üç kitap.
Mersin’i tanıtan yazarlara destek verebiliriz. Bütün bunları da yapmak için bir
ekip olması lazım. Yalnızca festival konser yapmak değil. Hepimiz belli bir
zamanlarımızı bunun için ayırabiliriz. Tarihi üstünlüklerimiz var bir de.
Mesela İncil’de ben Tarsuslu bir Yahudinin oğluydum diye başlıyor. Danyal
Peygamber mezarı var. Önerim bizi zorlayan ve yönlendiren bir ekip olsun” şeklinde
konuştu.
“Bizim bir hikayeye ihtiyacımız
var”
Gazeteci
İrfan Donat, “Böyle bir etkinle
bulunmaktan çok memnunum. Gözne doğumluyum. Ailecek Mersinliyiz. Hala ailem
orada. Eşim de Mersinli. Değerli fikirlere şahit oldum. Refeks olarak ekonomik
açıdan bakıyorum. Yıllık bazda ekonomik raporlar gelir. Pozitif ayrımcılık
olarak karıştırıyorum. Potansiyeli bu kadar yüksek olmasına rağmen bunu fırsata
çeviremeyen başka il yok. Ne yetişir diye değil de ne yetişmez diye sormak
lazım Mersin’de. Deyim yerindeyse Adana ve Antalya arasında sıkışmış bir şehir.
Bizim bir hikayeye ihtiyacımız var. Bazı şeyleri de pazarlamamız lazım. Diğer
bunu başaran ülkeler bir elindeki ürüne sahip çıkıyor ve iki ürününe hikaye
yazıyor. Coğrafi açıdan elimiz çok güçlü
ama çok bir şey yapılamamış. Un var yağ var şeker var ama helva bir türü
yapılamıyor. Bu toplantı başlangıçtır. İşin medya tarafı çok çok önemli.
Elimden geleni her türlü desteği yapmaya hazırım. Elimizi taşın altına koymaya
hazırız.”
“Marka stratejisi önemli”
İletişimci
Şila Gök “Bu kadar değerli Mersinliyi
tanımak çok güzel. Özellikle iletişim danışmalığı yapan bir şirketim var. Bu
konuştuğumuz şey şirketler için yaptığımız marka stratejileri. Herkesin
kendince stratejisi var ve bunu yapmak zorundalar. Marka şehir olmak için ana
mesajlarımızı çıkarmalıyız. Bunu nasıl vereceğiz. Bütün bunarı doğru planlamak
ve ne sebeple ne yaratacağız ve bunları nasıl sunacağız? Turizm de birazcık
destek lazım. Bütün bunları konuşup, her şey hepsi birbiriyle çok bağlantılı.
Tanıtım filmler minik etkinlikler maalesef yeterli olmuyor. Büyük turizm
acentelerini, gazetecileri, değerli insanları getirip ağırlamak lazım. Tespiti
iyi yapıp, doğru bir komiteyle tüm bu konuşulanların yapılması mümkün. Şehirlerden
ciddi talep geliyor, benim böyle ciddi bir değerim var bunu dünyaya açılmak
için markalara iş birliğine gidiyor. Bu bir niyet, iyi bir iş planıyla tüm
bunlar yapılacaktır. Bizim yaşadığımız şehirde siz bizi ağırladınız herkesle
tanıştığım için teşekkür ederim” şeklinde konuştu.
“Lobilcilik yapılmalı”
İş
insanı Ali Avcı “Aslen Ceyhanlıyım ama
Tarsusta yaşadım. Ben de iş insanıyım. Her yerde yatırımı olan bir iş insanı
olarak, Mersin bu bölgelerde kıskanılan bir şehir. Bence tek bir eksiğimiz
lobicilik. Ben sosyal bir insanım ama bu kadar ünlü insanın Mersin’e bağlı
olduklarını bilmiyordum. Karadeniz’de her adımda havaalanı var ama biz de
maalesef ulaşım akslarımızı tamamlayamadık. Kamu yatırımlarından pay alan en
son sıralardayız. Bunlar bitirmediğiniz sürece kültürel etkinlikleri
yapamazsınız. Bunun yanında turizm, tarım ve ticaret, lojistik şehri. Limanı,
serbest bölgesi var. Benim babam da orada oturuyor. Sürekli gelip gidiyorum.
OSB’lerimiz var, dolu yer bulunamıyor. İkinci Serbest Bölgeyi kurmak için SEKA
arazisini satın aldık. Mersin’in batı tarafta sanayisi olmayan bir şehir. O
bölgenin istihdamını ve ticaretini geliştirmek istiyoruz. Şehrin başka
özellikleri ön plana çıkınca ve dışarıdan çok göç alınca şehir geçim derdine
düştü ve şehir kültürel etkinlikleri unuttu. Sizlere teşekkür ediyorum bu
alandaki eksiği görüp, bir şeyler yapmak için çabalıyorsunuz. Ben bu kadar
değerli insanların olduğu yerde doğru şeylerin çıkacağına inanıyorum” dedi.
“Her türlü desteğe hazırım”
Prof.
Dr. Adnan Gökçel “Köy doktoru olarak
çalışıyorum; Kadıköy. Ben ne yapabilirim, kendi branşımla ilgili diyabet,
obezite klikinikeri kurarsa, her türü desteği veririm. Hem teorik olarak hem de alaylı olarak
deneyimliyim. Ben de şeker hastasıyım. Kongre ile ilgili derneğimiz var, bir
endokrin kongresi yaptık. Adana’da yaptık, neden? Çünkü bunu yapabileceğimiz
bir otel yoktu Mersin’de” diye konuştu.
“Tarsus Roma kadar değere sahip”
Prof.
Dr. Emre Akkuş “Mersinliyim. Babam da
Mersinli ve Mersin sevdalısı, annem Tarsuslu. Annem Tarsus doğumlu ama
Mersinliyim derdi. Maliye avukatıydı. Kiremithane ve Çamlıbel’de çok güzel bir
çocukluk yaşadım. Mersinliyim dediğim zaman insanların gözlerinin açıldığını
gördüm. Tarsus şuan İtalya’nın Roması kadar değere sahip. Orada bir şehir var
ama yarısı keşfedilmiş. Kazısı yarım kalmış. Orası yeniden canlandırılırsa Roma
kadar antik bir şehir var. Biz burayı canlandıramıyor tanıtamıyoruz. Mersin’de
bir liman var. qruz turizminde büyük bir marka yaratabilirsiniz. Alt yapımız
maalesef yeterli değil. Bunu canlandıracak bir şeyler lazım. Ben her yerde
Mersinliyim diyorum. Vitrinde olan insanların Mersin vurgusu yapması çok
önemli. Nevid Kodallı ismi kullanılabilir. Mersinli Ahmet bir kavram. Bu
değerli ortaya koymamız lazım. Mesela Mersin’i bir spor şehri haline
getirebiliriz. Atletizm, bisiklet, yüzme olabilir. Bugün dünyada en iyi tanıtım
aracı spor. Şehirleri bilmezsiniz ama takımları bilirsiniz. Bunun çok önemli
olduğunu düşünüyorum. Tarsus’taki everin korunması projesi çok güzel bunun
devam etmesi lazım. Bunun dışında Avrupa’daki bir şehirdeki şehirle öğrenci değişim
programları yapılabilir” şeklinde konuştu.
Fotoğraf
sanatçısı İsa Çelik “Mersin’den arabanızı 60 km ayarlayın ve Silifke’ye doğru yola çıkın.
Her iki ya da iki buçuk dakikada bir antik kent vardır. Sevgili arkadaşlar
toplantının başından beri, şu notları aldım. Anadolu’yu milim milim 5 defa
dolaştım. Herkes Mersin ne kadar güzel bir şehir diyor. Mersin cennet olarak
değerlendirdiğiniz şey deniz mi? Mersin’de insanların ne kadar karnını doyurdunuz,
ne kadar sırtını sıvazladınız budur önemli olan” dedi.
“Öznesi Mersin olan projelerde destek
vermeye varız”
Birlikte hareket
edildiğinde Mersin’in çok güçleneceğini belirten Mersin İş Adamları
Yöneticileri Sanatçıları ve Akademisyenleri Derneği Dernek Başkanı Mehmet
Mazak, Mersin’in çok kültürlü yapısına dikkat çekerek, “Mersin üzerinde çalışılan projelerde, öznesi Mersin olan projelerde
destek vermeye varız. Bir şehri severken karşılıksız seveceksiniz. Bizim şehrimize
bakışımız; bir şey ummadan seversek o şehre faydamız olur. Mersin bilincine
erişmeye başladık. Ben teşekkür ediyorum. İlk defa bizim bir katkımız olmadan
birisi bizi davet etti. Sizin bunu ne kadar önemsediğinizi ve dert ettiğinizi
gösteriyor” diye konuştu.
“Tarımı ve turizmi çok önemli görüyorum”
Üniversiteyi
Tarsus’ta okuduğunu ve en güzel yıllarının Tarsus’ta geçtiğini söyleyen İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Dairesi Başkanı Yavuz Saltık, “Tarım ve turizmi çok önemli görüyorum.
Mersin’in narenciye ürünlerinin özdeşleşmesi için çalışma yapılması gerektiğini
düşünüyorum. Mersin ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin tanışıklığını iyi
değerlendirmeliyiz” dedi.
“Erdemli’de çalıştay yaptık”
Erdemliler
Derneği Başkan Ali Tüzel ise İstanbul’a gelenlerin genelde ya öğrenci ya da
memur, ticaret erbabı olduğunu belirterek, “İstanbul’a geldiğimizde, Mersinliler genelde içine kapanık ve toplumla
kaynaşamama durumu oldu. Sonra Dernek kurduk ve bir etkinlik yapalım dedik. 100’ün
üzerinde akademisyen olduğunu öğrendik. Erdemli özelinde bir çalışma yaptık.
Erdemli Akademisi Çalıştayı gibi bir fikir çıktı ortaya ve İstanbul’dan ve
birçok farklı ilden Erdemli’ye gidip çalıştay yaptık. Bizim tek sıkıntımız
Mersinliler olarak tüm kesimleri bir araya getiremiyoruz. Bunu çözmemiz lazım” dedi.
“80 bin Mersinli var”
İstanbul Silifke Kültür
Dayanışma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Genel Sekreteri Aydın Dölek ise “İstanbul’daki öğrencilere burs vermek
amacıyla açıldı. İlçe derneği olarak en aktif dernek diyebilirim. Bize ne
verebilirsiniz ben bunu açmak istiyorum. 80 bin Mersinli var. Bunların hepsinin
kendine göre bir ağırlı var. İş kurmak için hiç kimse gelmemiş. Büyük bir kısmı
bürokrasi de yer alan, avukat, hakim, öğretim elamanı gibi insanlar. İnsan
kalitesi bakımından çok yüksek. Mersinin yerel yöneticileri bizim size daha çok
katkı sunmamızı istiyorsa, onların da bu konuda bizlere katkı sunması
gerekiyor” diye konuştu.
“Birarada çalışmalıyız”
Tarsus
Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Yetmen ise “Mersin’i
tanıtmak için bir arada çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Gerçekten
İstanbul’da bir lobi oluşturmamız gerekiyor. Mersin’in artıları daha fazla
bizim dayanaşamadığımıza inanıyor ve tekrardan örgütlenmemiz gerektiğini
düşünüyorum” dedi.
“Birlik beraberlik çok önemli”
İstanbul Mutlular Derneği Başkanı
Hasan Gezer de “Birlik ve beraberlik çok önemli. Şehrin emini burada. Sizleri
burada beraber görmek bizleri çok mutlu etti. Kentin dinamiklerini oluşturan
STK’lar ile birlikte hareket edilebilir. Bugün bu toplantının bundan sonrası
için bir adım olarak görüyorum. Tarımı, turizm, ticareti ile ön plana çıkan bir
kent. Sahip olduğu şeyleri güçlü bir sese söyleyebilmesi gerekiyor. Sizler
buraya geldiniz bunu çok önemsiyoruz. Gönlü Mersin ile çarpan insanlar bir
araya geldik. Hep beraber farklı notalara basılarak güçlü bir orkestra
yapılabilirse Mersin tanıtımı katkı olacaktır”
“Mersin’in kültür envanteri
çıkarılmalı”
Taşeli
Kalkınma ve Güç Birliği Derneği Başkan Ayşe Çalık Ross ise “Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığımız bize kent elçisi olma şerefi
verdiler. Bunun için sizlere teşekkür ediyoruz. Bir akademisyen olarak okumayı
yazmayı sonradan öğrenen ailenin çocuğuyum. Kilikya benim aşk mekanım. Arkeolog
olduğum için dünyanın her yerini gezdim. Taşeli bizim ilçelerden oluşan bir
platform. Bu ilçeler ön planda olmak üzere tüm dünyaya tanıtmak. Özetle
Mersin’den beklentimiz, kültür ve tabiatı ile kültür varlıkları açısından
topyekün eksiksiz bir kültür envanteri çıkartılması gerekiyor” önerisini
dile getirdi.
“Fikirler her zaman önemli”
Mersin
Liselileri Derneği Başkan Ülker Arıkan ise”Fikirler
her zaman bizim için önemli. Mersin lisesinden mezun olan arkadaşlarımın,
Mersinli olmanın ayrıcalık olduğunu düşünerek bu adıma attık” dedi.
“Hiçbir il bu kadar güçlü değil”
Gülnarlılar
Derneği Başkanı Aytaç Deniz da yaptığı değerlendirmede; “Mersinliler
olarak İstanbul’da birçok kez bir araya geldik. Mersin adına İstanbul’da bizim
bir yer tahsis edilebilir. Mersin markası olarak. Mersin’in markası yok marka
oluşturmalıyız. Anamur’un muzu, Silifke’nin yoğurdu çileği tarihi turizmi,
Anamur’un tarihi, Mut’un kayısı kuş üzümü, Akdeniz’in tarımı, Türkiye’de hiçbir il bu kadar güçlü değil.
Gücümüzün farkına varmalıyız. Ben dilini değil biz dilini kullanmalıyız. Sıcak
kanlı, çalışkan ve yönetici kabiliyeti olan insanlarız ama biz değiliz, ben
olmaya çalışıyoruz” dedi.
0 Yorumlar