Yerel bir yayın olmanın ötesinde olan Aratos derginin,
105. sayısının konu ve yazarları şöyle: Felsefe, bilim ve
sanat, yeni bir toplumsal yaşamın dönüştürücü gücüdür” (Uğur Pişmanlık), Çizgiyle/Felsefe Karikatürleri (Özer
Aydoğan), Bezgin/Öykü (Nazmi Bayrı), Apolonis Antik
Köyüm/Şiir (Ali Özenç Çağlar), Senin
Çocuk Kral Da Bizim Çocuk Hamal Mı? (Ayça Öztorun), Ose Saramago’nun
Kaleminden, Körlük, Görmek ve Diğerleri (Havva Ağral), Bir Film: “Aydede” ve
Milyonlarca Seyirci (Cemile Cereb), 2022’nin “Aratos Yılı Olması İçin Görüş
Bildiren Yazar, Sanatçı ve Akademisyenler, Cumhuriyetten Günümüze: Tarsuslu
Karikatüristler (Uğur Pişmanlık), Antik Dünyanın Kaderini Değiştiren İskender Çukurova’da-4 (Ahmet Ünal).
Aratos dergisi yayın yönetmeni gazeteci-yazar Uğur
Pişmanlık, “Felsefe, bilim ve sanat, yeni bir toplumsal yaşamın dönüştürücü gücüdür”
başlıklı sunuş yazısında Bütün bir
insanlık covid-19 olarak adlandırılan Korona virüs salgınıyla yüz yüze geldiğini
belirterek, “Salgın sürecinin atılması
için maske takma ve sosyal mesafe zorunluluğu, başta sokağa çıkmak olmak üzere
bir dizi yasaklar ile önce aşı tartışmaları ve beklentiler oluştu. Her geçen
gün artan vaka sayıları ve yaşanan ölümler…
Hiç
kuşkusuz, bu salgın sürecinin asıl bedelini emekçiler ödedi. Kimi istatistiki
bilgiler Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı gibi bu ülkeyi yabancı ortak sermayedarlarla
birlikte yağmalayan ve emekçileri sömüren şirketler karlarını daha da arttırdı.
Yukarıda
emekçilerin ağır bedel ödediğini ifade ettik ancak sanat ve sanatçılarımız da
bu virüs salgını döneminde bedel ödediler. Sinemalar, tiyatrolar kapandı,
konserler iptal oldu. Sergiler açılmadı. Kitap fuarları, kültür sanat
festivalleri ertelendi. Kısacası sanat emekçileri bu ağır bedeli öderken mevcut
gerici iktidar, mağduriyetlerin giderilmesi için neredeyse kılını kıpırdatmadı.
Savaş
ve salgın gibi olağanüstü koşullarda bütçeden yardım ödeneği çıkması gerekirdi.
AKP hükümeti bundan kaçındı. Herkesin diline dolanan “128 milyar?” sanırım işçilere
ve sanatçılara dağıtılmadı.
Ancak
salgın sürecinin dünyada ve ülkemizde her iyice açığa çıkan hem de toplum
nezdinde kapitalizmin çirkin yüzü bir kez daha görülmüş oldu.
Yönetemiyorlar.
Yönetemeyecekler. Ve Türkiye sermaye sınıfı ile onu siyasi olarak temsil eden partilerden
oluşan meclis, hükümetiyle, muhalefetiyle çuvallamış durumda.
Türkiye
ekonomik, toplumsal ve siyasal açıdan uçuruma doğru gidiyor. Bu bozuk düzenden yoksul
emekçi halk, işçiler, aydınlar, kadınlar, gençlik ve çocuklar adına iyi bir şey
çıkmaz. Bugüne kadar da çıkmamıştı, bundan sonra da çıkmayacak.
Türkiye
yeni, eşit, özgür, adil ve insanca bir düzene ancak ilerici, devrimci bir
atılımla kavuşabilir. Gerek bu ülkenin maddi değerlerini üreten emekçiler
gerekse sanatsal ve kültürel üretimini yapan bilim, sanat insanları insanca bir
yaşamı örgütlü bir mücadele ile kazanabilir ve yaşabilir.
Felsefe,
bilim ve sanatta yeni bir toplumsal yaşamın hem değişim sürecinde hem kuruluş
sürecinde değişimin düşünce ve estetik gücünü oluşturur” diye konuştu.
0 Yorumlar