Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer,
Kanal 33, SUN RTV, İçel TV, Koza TV olmak üzere 4 televizyon ve 22 radyonun
ortak canlı yayınına katılarak, hizmette 2. yılını değerlendirdi. Gazeteciler Ahmet
Özdemir ve Semir Bolat’ın hazırlayıp sunduğu ‘Başkan ile Özel’ programında Büyükşehir Belediyesi’nin
çalışmalarını ve projelerini tek tek anlatan Seçer, 2 yılın çabuk ama yoğun
geçtiğini söyledi. Seçer, “Mersin, 31
Mart’tan sonra çağdaş, seküler bir anlayışın yönettiği bir kent oldu. Mutlu,
huzurlu, gülen bir kent oldu Mersin. Bunu görmezden gelmek de hem kente hem kent
için emek veren bizlere çok büyük bir haksızlık olur” dedi.
“Disipline
ederseniz, ne yaptığınızı bilirseniz belediye yönetilir”
Büyükşehir
Belediye Meclisi’nden borçlanma alamadıklarını, ancak mali disiplini
sağladıklarını ifade eden Seçer, “2020’de
borçlanma alamadık biliyorsunuz. Şu anda 1 milyar 11 milyon lira banka borcu var.
Demek ki oluyor. Disipline ederseniz, ne yaptığınızı bilirseniz, bankalardan
zora düşüp, sıkıntıya düşüp, tefeci faizi ile banka kredisi kullanmazsanız,
kemiğinizi kemirtmezseniz belediye yönetilir. Biz yönetiyoruz. Bunu çok ısrarla
ve çok iddia ile söylüyorum” dedi.
“Çünkü kulakları
bende değil. Kulakları tıkalı. Kulakları Ankara’da”
Ahmet
Özdemir’in “Piyasada güven sağlandı mı
Başkanım?” sorusuna yanıt veren Seçer, şunları söyledi:
“Tabi ki sağlandı.
Herkes ihaleye girmek istiyor, herkes iş yapmak istiyor. Herkes yarışıyor
ihalelere girmek için. Acaba akla şu geliyor. Yani çok fahiş fiyatlı ihaleler
mi yapılıyor? Hayır. Geçtiğimiz yıl borçlanma talebimiz oldu. Neden oldu? Kredi
faizleri çok düşüktü. Baktık bazı kurumlara yüksek faiz oranlı borçlarımız var.
Maşallah SGK, Maliye, bankaların 2 katı, 3 katı. Hiç acımasızca faiz tahakkuk
ediyor. Dedik ki, bunların bir kısmını otururuz, konuşuruz, taksitlendiririz. Eğer
borçlanma alabilirsek, 250 milyon lira hakkımız olan bütçe denkliği için
bütçeye koyduğumuz borçlanma kalemi var. Bunun karşılığı Meclis’ten Başkan’a
yetki verilirse, o günkü rakamlarda 175 milyon lira borçlanabiliyorduk. Dedik
ki bunu bize verin. Biz bakalım. Bakın şu anda da uygun krediler var. Bunları
alalım. Bunlar çok değerli. Çünkü uzmanlar önümüzdeki günlerde banka faiz
oranlarında, kredi faiz oranlarında yükselmeler olacak, bazı ekonomik
dengesizlikler olacak. Hatta dedim ki bakın ben iş insanıyım bunu gayet iyi
bilirim, para piyasalarını bilirim, gelin bu yetkiyi bana verin. Yani ben
ihtiyacım yokken, durduk yerde belediyemi faiz yüküyle karşı karşıya getirmem.
Anlatamadık, dinletemedik. Niye? Çünkü kulakları bende değil. Kulakları tıkalı.
Kulakları Ankara’da, genel merkezlerinde. Verin, verin. Vermeyin, vermeyin. Bak
buradan söylüyorum hiç alınganlık yapmasınlar. ‘Efendim biz talimatla mı
hareket ediyoruz?’ Talimatla hareket ediyorsunuz. Siz de mantığın bu
olmadığını, doğru olmadığını biliyorsunuz. Siz de sokağa çıktığınız zaman, köye
gittiğiniz zaman, köy kahvesinde oturduğunuz zaman vatandaşın size tepkisi ile
karşılaşıyorsunuz. Vatandaş her şeyi görüyor.
Bu adamı rahat bırakın diyor, bırakın adam işini yapsın, adam hesabını
da veriyor, versin. Ama siz önüne engel koyuyorsunuz. Ama dinletemedik.”
“Bu yapılan işler,
bu alınan kararlar siyasi”
Faizlerin
8’lerden 30’lara kadar yükseldiğinden de söz eden Seçer, “Biz haklı çıktık. Keşke çıkmasaydık ama çıktık. Ne oldu? Mersin zarar
etti, Mersin halkı zarar etti. Ben gereksiz yere finansman maliyeti ödüyorum
yüksek faizli. Neden siz elimi daraltıyorsunuz, böyle bir elimin altında can
simidi var, kredi imkânım var. Bu yetkiyi bana vermeyerek, neden beni bu kadar
sıkıntının içerisine sokuyorsunuz? Kimse buna bir cevap veremez. Çünkü bu
yapılan işler, bu alınan kararlar siyasi. Şimdi bunlara da dikkat çekmek lazım.
Ama bunları aşıyoruz, aştık, en azından şu anda düzenimiz iyi. Bir borçlanma
talebimiz de yok. Ama önümüzdeki günlerde böyle bir iklim olur, oturulur
konuşulur. Meclis üyesi arkadaşlarımız gerçekten bir önceki yıllardaki tavırlarının
doğru olmadığını görürler. Bundan sonraki süreçte bu işlerin Büyükşehir
Belediye Başkanı ile Meclis’in işbirliği ile elbirliğiyle çok daha iyi
olacağını, Mersin’in hayrına olacağını düşünmeye başlarlar. Farklı bir tablo
çıkabilir Meclis’ten diye düşünüyorum” dedi.
Başkan
Seçer, 2 yılın sonunda Büyükşehir Belediyesi’nin mali tablosunu ve hayata
geçirdikleri projeleri de detaylarıyla anlattı.
Otobüs kredisi için
Cumhurbaşkanı’na çağrı
Alımını
yapmayı planladıkları 120 otobüsün yatırım programına alınmasını beklediklerini
ifade eden Başkan Seçer, “Geçtiğimiz
dönem Meclis’te borçlanma yetkisini aldık. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın
Green City kapsamında bir projede; bunun 7 milyonu hibe, 3 milyon faiz yükü
biniyor, 22 milyon Euro alıyorsunuz 2 yıl ödemesiz, 8 yılda ödüyorsunuz toplam 10
yılda bitiyor. 22 alıyorsunuz 18 ödüyorsunuz. Bu kadar basit. Sayın
Cumhurbaşkanı’nın bunu bir an önce yatırım programına almasını istiyoruz. Kaç
ay oldu rica ediyoruz. Paramız hazır. Buradan Cumhur İttifakı Meclis üyelerine
duyuruyorum. 22 milyon Euromuz IBRD’de hazır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yatırım
programına almasını bekliyoruz. Yatırım programına aldığı taktirde, Hazine
Bakanımız bunu onayladığı taktirde hemen alımlara çıkacağız. Kentimize yeni 120
otobüs daha katacağız. Filomuzu yenilemiş olacağız. Her türlü alt yapıyı
hazırladık, oradan atılacak imzaları bekliyoruz” dedi.
“Bu devletin
kurumları, devlet kurumu aklıyla bize yardımcı olmak zorundadır”
Bürokrasideki
işleyişin kendi işlerini de yavaşlattığını sözlerine ekleyen Seçer, şöyle devam
etti:
“Zaman yitiriyoruz.
Bazen diyorum ki iktidar partisinin belediye başkanı olmak varmış. İşler nasıl rahat yürürmüş. Ben şuna da
karşıyım; bir Sayın Bakan 2014 seçimlerinde bir gaf yapmıştı oy isterken
Antalya’da. ‘İktidar partisine, adayına oy verin bakın hizmet nasıl geliyor?’
Siyasal anlamda bu mantık olduğu sürece bu ülkenin vay haline. Siz, biz,
sizinkiler, bizimkiler, sizin partililer, sizin çocuklar, bizim çocuklar… Bu
memlekete yazık olur. Ben de bu memleketin has evladıyım, ben de bu memleket
için çalışıyorum, yüreğim bu memleket için çarpıyor. Kimse benden daha fazla bu
ülkeyi sevmiyor. Böyle sözde milliyetçilik, sözde Türkiyecilik olmaz, özde
olur. Namusunla şerefinle bu ülkeye hizmet etmekle oluyor bu işler. Evet,
altını çizerek söylemek istiyorum; biz de bu ülkenin kurucusu, bu ülkenin
mimarı, mücadele etmiş Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu, o dünya
görüşünün, o çağdaş, laik, seküler, Cumhuriyet’i getiren dünya görüşünün
kurduğu partinin mensupları olarak bu ülkeye hizmet etmek istiyoruz. Herkese
hizmet etmek istiyoruz. Bu devletin kurumları, devlet kurumu aklıyla bize
yardımcı olmak zorundadır. Hükümet aklıyla bize baktığı zaman, hükümetin ya da
siyasi iktidarların gözüyle baktığı gibi baktığı zaman bu devlet çöker bu
devlet biter devlet aklının hâkim olması lazım.”
“Bize de en azından
Cumhur İttifakı’na mensup belediyelere gösterdiğiniz muameleyi gösterin”
Başkan
Seçer, MESKİ için borçlanma yetkisi çıkardıklarını ancak yatırımlar için
istedikleri teminat mektubunu İller Bankası’ndan alamadıklarını sözlerine ekledi. Aynı konunun bitüm alımı için de geçerli
olduğunu belirten Seçer, “İsteyen kamu
kurumu, verecek olan kamu kurumu. Faydalanacak olan uzaylı mı? Vatandaş,
Mersinli. Nerede? Hani ayrımcılık yapılmıyordu. Hadi AK Partili bir belediye
böyle bir talepte bulunsun, Mersin Büyükşehir Belediyesi AK Partili bir
belediye başkanında olsun. ‘Bitüm alacağım, İller Bankası Genel Müdürü sizden
teminat mektubu istiyorum’ desin. Hadi bakalım vermesin. Bu eşitsizlik, bu adaletsizlik. Bu siyasal
olarak vicdansızlık. Ben bunu kabul etmiyorum. Buradan yetkililere
sesleniyorum. Biz de burada hizmet etmek istiyoruz. Bize de en azından Cumhur
İttifakı’na mensup belediyelere gösterdiğiniz muameleyi gösterin, biz farklı
bir şey istemiyoruz. Elbette ki rahat değiliz. Elbette ki işlerimiz rahat
gitmiyor. Ben devlet aklının galebe çalmasını istiyorum, siyaset aklının değil.
Bürokratlar devletin bürokratı, siyasetçinin bürokratı değil. Görevlerini
kanunlara, nizamlara uygun, yasalara uygun yapmak zorundalar. Yoksa bu memleket
alaşağı gider, sistem çöker, hukuk devleti gittiği zaman gerisi teferruat
kalır” dedi.
Başkan
Seçer, yayında Karayolları’na da seslenerek, Akbelen Bulvarı’nın
Karayolları’nın yatırım programında bulunduğunu söyledi. Seçer, “Cumhur İttifakı Meclis üyelerine
sesleniyorum. Meclis’te de söyledim. Lütfen Karayolları ile konuşun. Ben
konuşuyorum sizler de konuşun. Orası da çok kalabalık bir bölge. Onlar da
yapsınlar. Bak biz kıt kanaat bu imkânlarla bunları yapıyoruz. Karayolları
devasa bir kurum. Türkiye’nin her yerine yol yapıyor, otoban yapıyor, övünüyor
iktidar. Ne güzel biz de mutlu oluyoruz. Sahil yolu yapıyor, yahu bir köprülü kavşağı
mı yapamıyor? Çağ atlamış Türkiye bir köprülü kavşağı mı yapamıyor. Yani o da havaalanı
gibi yılan hikâyesine dönmesin” diye konuştu.
“Biraz para
sağlasınlar buraya. Bu görev de Cumhur İttifakı’nın görevi”
Mersin’in
Türkiye’nin 6. veya 5. sırada vergisini öderken, 24. 25. sıralarda yatırımı hak
etmediğini ifade eden Seçer, şunları söyledi:
“Biraz para
sağlasınlar buraya. Bu görev de Cumhur İttifakı’nın görevi. Şunu yaptık bunu
yaptık. Yahu nükleer santral yapıyorsun 1 lira para vermedin. Şehir Hastanesi
yapıyorsun, 1 lira para vermedin. Kira ödüyorsun. Havaalanı olmadı, sahil yolu
bitmedi, turizm bitmedi. Ben belediye olarak büyük projeler, büyük projeler
diye bağırıyorum. Hükümet yapar. Yeter ki istensin. Bakın şunu çok açık
söyleyeyim. Lütfi Bey buranın milletvekiliydi. Bu da çok önemli. Lütfi Bey şu anda
buranın milletvekili değil. Sayın Bakan. İstifa etmek durumunda. Acaba diyorum yahu
buranın milletvekili olarak mı kalsaydı? Yani bizim hakkımızı birilerinin orada
kovalaması lazım. Tabi şimdi Maliye ve Hazine’ye bakıyor, işi başından aşmış, Mersin
gündemi onun gündemi olmuyor haklı olarak. O da yani Türkiye’nin en zor
döneminde, en netameli konusunun başına getirilmiş bir arkadaşımız. Çok değerli
de bir insan. Hiçbir lafımız yok. Ama birilerinin bunu kovalaması lazım. Ben kendimle
ilgili de kendisine ricalarda bulunuyorum. Yani daha önce iyi kötü bir şeyler oldu
ama son zamanlarda bir arpa boyu ben yol ilerleyemiyorum.”
“Zaman geçiyor. Mersin’in
hakkı bu değil”
Otoban
ve havaalanının kendisinin milletvekilliği döneminden bu yana yapılacak
olduğunu da hatırlatan Seçer, “Geçen bir
Meclis üyesi bana hesap soruyor. Bilmiyor ki o dönemler neler konuşuluyor,
Ankara’da neler oluyor. Efendim Liman’a niye o zaman karşı çıkmadınız, Nükleer
Santral’e, Havaalanı’na. Yahu kardeşim gırtlağımız patladı. Açıp bakarsınız, görmek
isterseniz görürsünüz. Siz bakıyorsunuz görmüyorsunuz. Şimdi bunları da
konuşmak lazım. Yani çok böyle Polyannacılık oynamanın da… Efendim biz yerel
yönetimler olarak memleket siyasetine dokunmayalım. Dokunmayalım ama zaman
geçiyor. Zaman geçiyor. Mersin’in hakkı bu değil. Ben onun için bu kadar can havli
ile konuşuyorum. Mersin’in çok daha iyi noktalarda olması lazım. Bu da
imkânlarla olur, lafla olmaz ki. İmkan ver bana bak bakalım daha neler
yapılıyor. Ben mevcut, kıt kaynaklarla bunları yapıyorum. Onu demeye
çalışıyorum” dedi.
0 Yorumlar