Mersin Büyükşehir
Belediye Başkanı Vahap Seçer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü onuruna bir
resepsiyon verdi. Başkan Seçer, gazetecilere “Beni sadece devlet denetlemesin. Sizler de denetleyin. O vergileri
nereye harcadığımı denetleyin. İstismar, suistimal var mı, bunları denetleyin”
diye seslendi.
Çok sayıda gazeteci
katıldı
Kongre ve Sergi
Sarayı’nda yapılan resepsiyona, Başkan Seçer’in yanı sıra Mersin Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Kaya Tepe ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda gazeteci
katıldı. Burada bir konuşma yapan Başkan Seçer,
medyanın herkesi ilgilendiren ve süratle kendini yenileyen bir alan
olduğuna dikkat çekti.
Gazeteciler Cemiyeti’nin,
gazeteciliği meslek etik kuralları içinde yapmayı sağlayan en önemli yapı
olduğunu ifade eden Başkan Seçer, “Cemiyeti
sadece binadan, o binaya girip çıkan insanlardan ibaret sanırsak yanılırız.
Cemiyeti mesleğini icra eden basın mensuplarına yön veren bir yapı olarak
değerlendirmek lazım. Gazetecilik etik kurallar içinde yapılmazsa saygınlığını
yitirir diye düşünüyorum. Ama özgür, bağımsız, tarafsız bir medyanın olduğu bir
toplumda eğer görüşler halka ulaştırılabilirse demokrasiye önemli katkılar
yapar” dedi.
“Yazarların
değerlendirmelerini dikkate alıyorum”
Belediye Başkanı olarak
bazı kararları alırken gazetecilerin makalelerini okuduğunu, öneri ve
eleştirilerini dikkate aldığını belirten Seçer, “Bizler sizin uyarılarınızı dikkate alırız. Ama taraflı, hedef
gösterir, birilerinin değirmenine su taşıyan ya da onlara hizmet eden anlayışla
yaptığınız noktada, bizim bu değerlendirmelere saygı duymamızı herhalde
bekleyemezsiniz. Birçok önemli konuları çalışıyoruz. Belediye Başkanı olduğumdaki
metro projesi ile şu anda birinci fazının ihalesine çıktığımız metro projesi
birbirinden son derece farklı. Emin olun gazete makaleleri yazan değerli,
liyakatlı yazarların değerlendirmesi sonucu bunu ortaya çıkardık” diye
konuştu.
“En
önemli silah kalem”
Gazeteciler ile
siyasileri aile olarak gören bir anlayıştan geldiğini ifade eden Başkan Seçer, “Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Belediye
Başkanıyım. Benim mensubu olduğum siyasi partinin anlayışında Anayasa’nın da
amir hükmü olan ‘Basın hürdür sansür edilemez’ anlayışı hakimdir. Biz
demokrasilerde, parlamenter sistemlerde, katılımcı demokrasilerde, üç temel
erkin yanında belki onlara yön ve istikamet veren dördüncü erkin medya, basın
olduğunu düşünüyoruz. İşlerin sarpa sardığı, demokrasinin katledildiği ülkelerde,
savaşın, baskının, zulmün, ayrımcılığın olduğu toplumlarda, bu diktatöryal
kafalarla mücadele edecek en önemli silahın kalem olduğunu düşünüyoruz. Böyle
bir anlayıştan gelen bir belediye başkanının basınla düşmanlaşması beklenemez”
dedi.
“Sadece
manevi değil, maddi destek de vermek isterim”
Seçer, Belediye Başkanı olarak,
basına sadece söylemlerle, manevi anlamda değil, maddi anlamda da destek olmak
istediğini vurgulayarak, “Toplumun
verdiği vergilerden bizlere aktarılan kaynaklarla hizmet yapıyoruz. Emanet bir
parayı kullanıyoruz. Halkın parası. Bunu kullanırken en azami özeni göstermek
zorundayız” dedi.
“Gazetecilerin
hakları budandı”
Gazetecilerin sosyal ve
ekonomik haklarının 1961 yılında düzenlendiğini, ancak o hakların bugüne kadar
budandığını kaydeden Başkan Seçer, “Gazetecilerin
en değerli hakları olan yıpranma payı dahi ortadan kaldırıldı. Bir gazeteci ile
farklı bir alanda çalışanın hem fiziksel olarak, hem ruhsal olarak tahribatı
birbirinden çok farklıdır. Savaş var, gazeteci orada. Sel var, yağmur var, afet
var gazeteci orada. Cinayet var gazeteci orada. Kavga var gazeteci orada.
Gergin bir siyasi toplantı var gazeteci orada. Bu da can taşıyor. Bu da etten
kemikten. Yaşadığı travmaları düşünün. Ama bunların kadri demokrasileri
yücelmiş toplumlarda biliniyor” diye konuştu.
“O
yapılara gazeteciler destek olursa vay benim ülkemin haline”
Gazetecilerin, denetleme
görevi kapsamında belediyeleri de denetlemesi gerektiğine değinen Başkan Seçer,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben
kentin Belediye Başkanıyım. Hiçbir ortamda sizden kaçmam. Beni sadece devlet,
yargı ve halk denetlemesin. Sizler de denetleyin. O vergileri nereye
harcadığımı denetleyin. İstismar, suistimal var mı, denetleyin. Eğer
avantacılığa alışmış, adam kayırmacılığın, havada bulup tavada yemenin,
bedavadan zengin olmanın, emeğinin karşılığı olmadan zengin olmanın artık
geleneksel hale gelmiş olduğu yapılara gazeteciler destek olursa vay benim
ülkemin haline. Biz başımızı nereye vuralım. Biz buradayız. Bizlere destek
olun, bizler de sizlere destek olalım. Bizle kol kola girin, biz de sizinle kol
kola girelim. Birbirimizden saklayacak, gizleyecek, düşmanlaşacak bir durumumuz
yok. İnanıyorum ki görevini layıkıyla yapan her gazeteci kardeşimin yüreğinde
Mersin sevgisi var, Türkiye sevgisi var. Benim de yüreğimde Mersin sevgisi var,
Türkiye sevgisi var. Gerisi teferruattır.”
Konuşmasında, geçtiğimiz
hafta Mersin’i vuran sel afetine de değinen Başkan Seçer, “Umut ediyorum doğal afetler olmasın. Ama mukadderat da diyemiyorum.
Mersin’in eksiklikleri var. Bu olağanüstü günler de eksiklerimizi gösterdi.
Süratle tedbir alacağız” dedi.
Meslekte
50 yılı tamamlayan ustalara plaket
10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü resepsiyonunda, meslekte 50 yılını dolduran kıdemli
gazetecilere onur plaketi de verildi.
Gazeteciler Ünal Akdağ ve
Ziya Keskinışık, ‘50. Yıl’ plaketlerini, Başkan Vahap Seçer’in elinden aldı.
Törene katılamayan gazeteci Müfit Bekiroğlu’nun plaketi de Başkan Seçer
tarafından Ali Ekber Şen’e sunuldu.
0 Yorumlar