DONARAK ÖLMEK!



Ülkesi için vatanı ve milleti için canını kanını feda eden kahramanlarımız..
Bugünlerde29 Ekim Cumhuriyet bayramının 95. Yıldönümünü kutlarken dün  gelen şehit haberleri ile yüreğimiz buruk.
Ve gelen iki şehit haberindeki askerlerimiz bağrımızdan çıkmış.
Her Türk evladı gibi onlarda Mersin’in bağrından çıkmış ve vatanını korumak için nöbete gitmişti.
Tunceli’nin Nazımiye İlçesi’nde kahpe teröristlere yönelik operasyonda kahramanca mücadele ederek ancak olumsuz hava koşullarından etkilenen  iki askerimizi şehit verdik.
Bu askerlerimiz Mersin Toroslar İlçesi Arpaçsakarlar Mahallesi’nden J.Uzm.Çvş.Asım Türkel ve Silifke İlçesi Yeşilovacık Mahallesi’nden J.Uzm.Çvş.Ferruh Dikmen’dir..
Ve bu iki askerimiz maalesef  donarak şehit düştü.
Elbette bir askerin, polisin veya başka bir  kardeşimizin şehit olması kabul edilmesi gereken bir gerçek. Allahtan gelene boynumuz kıldan ince..
 Ama bu çağda askerlerimizin  donarak ölmesi biraz zor kabul edilir  bir gerçektir.
Bundan 104 yıl evvel yine  binlerce  Türk askerinin  Sarıkamış’ta donarak öldüğünü biliyoruz. O günkü şartlar ile bugünkü şartlar bir mi diye sormadan edemiyor insan..
1914 yılında  Sarıkamış’ta 60 bini donarak olmak üzere 90 bin şehit vermiştik. 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars’ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 60 bin asker donarak şehit olmuştu. Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars‘ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti. Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı. Sarıkamış’ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey “Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevk etmek istedim. Beni hiç görmedi. Zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik” diyerek anlatmıştı.
Sarıkamış’ta donarak hayatını kaybeden ve şehit olan askerlerimizi bugün bile her zaman dualarla anıyoruz.
O zamanki ölüm olaylarında da bazı kişilerin inadı ve hataları yüzünden binlerce Türk askeri hayatını kaybetmişti.
Bugün ise Sarıkamış olmasa da, Tunceli kırsalında iki askerimizin donarak hayatını kaybetmesi bizleri çok üzdü ve ister istemez aklımıza Sarıkamış olaylarını getirdi.
Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Bir insanın hayatı bu kadar basit şeylerle heba edilmemeli. Hele Türk askeri ise mevzubahis olan, basit hatalarla askerimiz  hayatını kaybetmemeli. Elbette şehitlik mertebesi önemli.. Ama bu ölümler bu şekilde olmamalı..
Bugün yine içimiz buruk, yüreğimiz yanıyor.
Şehidlerimize Allah'tan rahmet,kederli ailelerine ve aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum..

0 Yorumlar

Yorum Gönder