Tarsus’ta Ümit Aslan
hocanın Hüznün Portresi başlıklı resim sergisi Tadeka'da açıldı. Öncelikle bu serginin daha
uzun süre kalması ve daha geniş kitlelere ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Bu
sergi özellikle bunu hak ediyor. Hiç kuşkusuz, her sanatçının her ressamın
kendine özgü bir tarzı, bir resim sanatı anlayışı var. Ümit Aslan hocanın
portrelerden oluşan kimi çalışmaları, üzerinde ironik göndermeler yapan soyut
oynamalar olsa da eserlerinin önemli bir bölümü gerçekçi resim anlayışının bir
sonucu olarak ortaya çıkmış. Resimlerdeki yüzler, Anadolu'nun yüzü gibi
duruyor. Yüzü toprak gibi çatlamış Anadolu, susuz Anadolu, acılı, suskun ve
hüzünlü Anadolu. Çünkü Ümit Aslan hocanın resimlerinde kadınıyla erkeğiyle bu
toprağın Anadolu'nun insanları var. Anadolu ve kadın; topraktır, doğurgandır,
berekettir. Erkek, savaşan, koruyan ve kollayandır. Ümit Aslan hocanın
resimlerindeki çizgiler yumuşak, naif değildir. Aksine Anadolu coğrafyasının,
ikliminin ve yaşam şartları gibi serttir. Renkler acıtıcı şekilde koyu ve
canlıdır. Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki ifadeler derin anlamlar içermektedir.
Özellikle bazı tablolardaki resimler, insanı içine çekmekte ve oradaki yüzlerle
ve o yüzlerin arkasında duran acik-gizli gerçekleri bulup yüzleşmemizi istiyor
gibidir.
Ümit hoca ve onun resimleri çok ayrı bir yerde duruyor. Ümit Aslan hoca aynı zamanda Tarsus 'ta resim sanatının lokomotifi birkaç kişiden biridir. Bu bir övgü değildir. Son derece verimli bir ressam ama aynı zamanda çıtasını yükseltmek isteyen Tarsuslu ressamlar için örnek alınacak özgün çalışmalar ortaya koyan bir sanatçıdır. Ümit Aslan hocamızı bu güzel eserleri yaratan aydınlık aklı ve duygulu yüreği için kutluyoruz. Fotoğraf haber- Uğur Pişmanlık
0 Yorumlar