MERSİN HABER- Belediye Başkanı Vahap Seçer ve eşi Meral Seçer, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hamit İzol’un aynı isimli kitabından uyarlanan Roza filminin galasına katıldı. Başkan Seçer ve Meral Seçer, Şanlıurfa’dan Mersin’e uzanan bir göç hikâyesini konu alan filmin galasında filmin oyuncu ve teknik kadrosu ile de bir araya geldi.

Seçer,
filmin Mersin’de çekilmesinden dolayı kent adına mutlu olduğunu ifade ederek,
“Türkiye'nin gerçeği olan, ancak konuşmaktan imtina edilen konuların bu romana
ve ardından da filme taşınmasından dolayı böyle bir yapıtın hem cesaret
istediğini hem de takdire şayan olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
Romanın
Mersin’in sosyolojisini de yansıttığını belirten Seçer, “Aslında Türkiye'de
alkışlanması gereken memleketlerin başında Mersin gelir. Türkiye'nin çok büyük
yükünü çekti yıllar yılı. Mersin alkışı hak ediyor. Benim nazarımda böyle” diye
konuştu.
Seçer,
Mersin’in barındırdığı farklı renkler ve inançsal çeşitlilikler dolayısıyla
kentin bir film platosu haline gelebileceğine inandığını söyledi.
Mersin
Büyükşehir Belediye Başkanı ve eşi Meral Seçer, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
(MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol’un çok satan Roza isimli kitabından uyarlanan
Roza filminin galasına katıldı. Başkan Seçer ve Meral Seçer, Şanlıurfa’dan
Mersin’e uzanan bir göç hikâyesini konu alan filmin galasındafilmin oyuncu ve
teknik kadrosu ile bir araya geldi.
Divan
Otel’de düzenlenen galaya; Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in
yanı sıra; Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol,
Oyuncu Fikret Kuşkan, filmin oyuncu kadrosu ve teknik kadro,kent protokolü, STK
ve oda yöneticileri katıldı.
Seçer:
“Böyle bir yapıtın hem cesaret istediğini hem de takdire şayan olduğunu ifade
etmek isterim”
Başkan
Vahap Seçer, Roza filminin Mersin’de çekilmesinden dolayı kent adına mutlu
olduğunu ifade ederek, “Mersin’de tanıdığım ve sevgi, saygı duyduğum bir
arkadaşımın romanından esinlenerek, aynı zamanda gerçek bir hayat hikâyesini
anlatan bir filmin burada çekilmesi kadar, aslında Türkiye'de sadece Doğu
Anadolu, Güneydoğu Anadolu değil, Türkiye'nin birçok yerindeki toplumsal
tabuları, kadına yönelik şiddetten aile içi istismara kadar aslında Türkiye'nin
gerçeği olduğunu, ancak konuşmaktan imtina edilen konuları bu romana ve
ardından da filme taşınmasından dolayı da böyle bir yapıtın hem cesaret
istediğini hem de takdire şayan olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
“Türkiye'de
alkışlanması gereken memleketlerin başında Mersin gelir”
Roza
filminin önemli ve değerli bir çalışma olduğunu vurgulayan Başkan Seçer,
romanın da Mersin'i ifade edip, sosyolojisini tanımladığını ve Mersin'in Mersin
olma hüviyetinin de bir şekilde filmde anlatıldığını dile getirdi. Seçer, “Mersin
göçlerle kurulmuş ve büyümüş, farklı kültürler ve geleneklere sahip insanları
bir uyum içerisinde yaşatmayı sağlayan çok güçlü bir memleket. Aslında
Türkiye'de alkışlanması gereken memleketlerin başında Mersin gelir. Türkiye'nin
çok büyük yükünü çekti yıllar yılı. İç göçler, dış göçler, toplumsal meseleler,
çatışma ortamları, ekonomik krizler, komşulardaki sıcak çatışmalar; o yükleri
bünyesine aldı ve bunları absorbe etti ve şu anda burada oturan herkesin
sayesinde, seçilmişten bürokratın sağduyusuyla, alicenaplığıyla, ferasetiyle
huzur ve barış içerisinde yaşadığımız bir kent. Mersin alkışı hak ediyor. Benim
nazarımda böyle” diye konuştu.
“Mersin
bir film platosu haline gelebilir”
Filmin
çok değerli bir çalışma olduğunu yineleyen Seçer, “Mersin bir film platosu
haline gelebilir. Bu kadar renkleri bir arada taşıyorsa, bu kadar mozaik bir arada
ise, Türkiye’nin bütün renklerini burada kucaklamışsa, etniksel, mezhepsel,
inanç farklılıkları, sosyo ekonomik yapılar bir arada kucaklamışsa neden bu tip
toplumsal içerikli filmler; Türkiye’yi anlatan, Türkiye’nin geleneklerini
göreneklerini anlatan, yaşam biçimini anlatan, Türkiye’deki gelişmeleri anlatan
filmler Mersin’de olması, bu sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
“Mersinimizin
de içinde olduğu böyle başarıların devamını istiyoruz”
Bunun
büyük ölçüde Adana’da sağlandığına değinen Seçer, “Adana’yı Mersin kadar
severim. Benim gözümde Adana ve Mersin birdir. Bu açıdan işbirliği dahi
yapılabilir. Buradan bunun duyurusunu, fikrini ortaya atmak istiyorum. Sayın
Vali’mle de zaten oturduğumuz yerde bunları değerlendirdik Hamit Bey ile
beraber” dedi. Seçer, filmde oyuncudan yönetmene, kamera arkası ekipten
figüranlara kadar emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek, “Mersin’imizin
de içinde olduğu böyle başarıların devamını istiyoruz. Buna da tabi ki hep
beraber destek verme bir vazifemiz var. Bunu bir vazife olarak da görmek lazım”
dedi.
İzol:
“Urfa’dan Mersin’e göç eden bir ailenin hikâyesi”
MTSO
Meclis Başkanı Hamit İzol, “Bu filmi çekmemizdeki en büyük gayelerimden biri;
töre cinayeti, kadına şiddet, çocuk istismarı bir de bu konularda ülkemizin
kanayan yaralarını bulmaktı” diyerekRoza’yı yazarken bu konulara parmak basmak
istediğini belirtti. Urfa’dan Mersin’e göç eden bir ailenin konu edindiği
hikâyenin önce kitap olarak basıldığını daha sonra bu hikâyenin daha fazla
yayılması adına film olarak yapıldığını dile getiren İzol, filmin çekilme
aşamasında kendilerine kolaylık sağlayan Mersin Valisi’ne, Büyükşehir Belediye
Başkanı’na, İl Emniyet Müdürü’ne, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı’na,
Mersin İdare Mahkemesi Başkanı’na ve ekibine teşekkür etti.
Pehlivan:
“Film, toplumsal bir farkındalık mesajı taşıyor”
Mersin
Valisi Ali Hamza Pehlivan ise filmin toplumsal konularla ilgili farkındalık
yarattığına değinerek, “Hepimizin öncelikle bir insan, bir vatandaş olarak
hassasiyetle üzerinde durduğu, durması gerektiği ve elbette de devlet
kurumlarında çalışan sorumlu insanlar olarak da görevimizin de bir gereği
olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz, asla kabul etmediğimiz ve sıfır
toleransla yaklaştığımız şiddet konusunu ele almasıyla bu konuda bir
farkındalık oluşturuyor” dedi.
Kuşkan:
“Her hikâyeden, her öyküden, her romandan ne film çıkar, ne öykü çıkar, ne de
roman çıkar”
Oyuncu
Fikret Kuşkan, Mersin’de çok nezih ve çok onur, gurur duyduğu bir izleyici
kitlesi ile birlikte olduğunu ifade ederek, “Ben söze şöyle girmek isterim;
öncelikle her hikayeden, her öyküden, her romandan ne film çıkar, ne öykü
çıkar, ne de roman çıkar. ‘Benim hayatım
roman’ derler bazıları, bazıları ‘benim
hayatım film’ der, ama bunun böyle olmadığı ortadadır. Çünkü sinematografi
dediğimiz her hikâyenin filmi yapılamayacağı gibi, sinematografik bir hikâye
olması gerekmektedir” dedi.Bu proje ile birlikte Hamit İzol’u tanıdığını
sözlerine ekleyen Kuşkan, daha sonrasında kitaplarını araştırıp okuduğunu ve
öncelikle de Roza'ya baktığını ifade etti. Kuşkan, Roza kitabını okuduğunda çok
sarsıldığını da ifade etti.
Konuşmaların
ardından filmi gösterimi gerçekleştirildi. Film, izleyiciler tarafından ayakta
alkışlandı.
0 Yorumlar