MERSİN HABER- Büyükşehir Belediyesi’nin Mersin’in 100. kurtuluş yıl dönümünde kurduğu Etkinlik Alanı’nda “Kooperatifçilik” söyleşisi gerçekleştirildi. Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer ve İzmir Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer’in konuşmacı olarak yer aldığı söyleşide kooperatifçiliğin birçok boyutu ele alındı. Meral Seçer, “Kooperatifimizi Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak yürütmeye çalışıyoruz”dedi.Neptün Soyer ise “Küçük üreticinin hayatta kalması için birleşmek ve kooperatifleşmek zorundayız” diye konuştu.
Mersin’in 100. kurtuluş
yıl dönümünde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu Etkinlik Alanı’nda “Kooperatifçilik” söyleşisi gerçekleştirildi.
Söyleşide Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer ve İzmir Köy-Koop
Başkanı Neptün Soyer konuşmacı olarak yer aldı. Mersinden Kadın Kooperatifi
Başkanı Meral Seçer, kooperatifçilikte eğitimin önemine dikkat çekerek, “Yerel yönetimlerin, kooperatifleri eğitim
konularında desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir ürünün üretilip, yerel
yönetime veya kurumlara vermekle sürdürülebilir olmayacağının da bilinmesi
gerektiğini düşünüyorum” dedi. Neptün Soyer ise “Küçük üreticinin hayatta kalması için birleşmek ve kooperatifleşmek
zorundayız” diye konuştu.
“Kooperatifimizi Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak
yürütmeye çalışıyoruz”
Meral Seçer ve
Neptün Soyer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i makamında
ziyaret ettikten sonra Etkinlik Alanı’ndaki söyleşide vatandaşlarla buluştu.
Moderatörlüğünü Duygu Canova’nın yaptığı söyleşiye, Mezitli Belediye Başkanı
Neşet Tarhaneşi Sembol Tarhan ile birlikte katıldı.
Mersinden Kadın
Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, kooperatifçiliğin tohumlarının atıldığı
dönemleri hatırlatarak,“Mustafa Kemal
Atatürk, güçlerin birleştirilmesi mantığıyla Tekir olarak geçen Silifke Gazi
Çiftliği’nde ilk Tarım Kredi Kooperatifi’ni kuruyor. Birleştikçe daha
güçlenileceğini ve her alanda gelişileceğini öngörüyordu. O dönemde
kooperatifleşmeyi ekonomik ve sosyal gelişmenin bir aracı olarak görüyordu.
Meşalenin yakıldığı kentin Mersin olmasından ve burada kooperatifleri kurup
bunları geliştirmekten, Atatürk’ün mirasına sahip çıkmaktan dolayı kendimizle
gurur duyuyoruz, çok mutlu oluyoruz” dedi. Gazi Çiftliği’ndeki kadınlarda o
ruhu gördüklerini de sözlerine ekleyen Seçer, “Kooperatifimizi Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak yürütmeye
çalışıyoruz” diye konuştu.
“Kooperatifimizin kuruluşundan bu zamana kadar
kadınlarımızdaki değişimi gördük”
Mersinden Kadın
Kooperatifi’nin ilk amacının kooperatifleşmenin artması, kentin tanıtılması ve
kadınların hem sosyal hem de ekonomik olarak güçlenmesi olduğunu vurgulayan
Meral Seçer, “Bu konuda neler yapmamız
gerektiğini görmek için önce Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile
Hizmetleri Gönüllülük Birimi ile beraber kentimizin 13 ilçesini gezdik.
Buradaki kadınlarımız neler yapıyor, nelerle uğraşıyor, neler istiyorlar, bunları
tespit ettikten sonra bir kooperatif kurulması gerektiğine inandık ve kooperatifimizikurduk,
faaliyetlerimize başladık” dedi. Mersinden Kadın Kooperatifi’nin
kuruluşunun 2’nci yılını tamamladıklarını vurgulayan Seçer, “O zamandan bu zamana kadınlarımızdaki
değişimi gördük. Sadece kadınlarımızda değil, erkeklerimizde de değişimleri
gördük. Daha önce kadınların üretmesini veya sokağa çıkmasını istemeyen farklı
zihniyetlerde değişimlerin olduğunu görmek bizi mutlu etti” ifadelerine yer
verdi.
“Kadının güçlü olması, kendini güvende hissetmesi
için üretmesi gerekiyor”
Kooperatif
olarak yaptıkları faaliyetleri gösteren bir tanıtım filminin de izletildiği
söyleşide, kooperatiflerin sürdürülebilirliği konusunda da önemli
değerlendirmeler yapan Meral Seçer, “Sadece
yerel yönetimler değil, kooperatiflerin desteklenmesi diğer kurumlar tarafından
da yapılması gereken bir durum. Çünkü bazı koşullar o kurumlar için de uygun
oluyor” dedi. Son yıllarda Türkiye’de kadın kooperatiflerinin sayısının arttığına
da dikkat çeken Seçer, şunları söyledi:
“Yerel yönetimlerin, kooperatifleri eğitim
konularında desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir ürünün üretilip, yerel
yönetime veya kurumlara vermekle sürdürülebilir olmayacağının da bilinmesi
gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla yerel yönetimlerin, kooperatifin
sürdürülebilir olması ve o piyasada rekabet gücüne erişebilmesi için gereken eğitimi
vermesi gerekiyor. Onlarla sürekli işbirliği halinde olması gerekiyor. Yaptığı
projelere de uygun koşullarda olan kooperatifleri çekmesi gerekiyor.”
Meral Seçer,
kooperatifleşme sürecinde iradenin önemine vurgu yaparak, “Her kooperatifin daima kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve o gücü
hissetmesi gerekiyor. Onu hissettiği takdirde kooperatifin kurulmaya karar
verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Kadının güçlü olması, kendini güvende hissetmesi
için üretmesi gerekiyor”
Meral Seçer,
kadınların kooperatif çatısı altında bir araya gelerek güçlerini, emeklerini,
fikirlerini ve gönüllerini de bir araya getirdiklerini vurguladı. Önceki yıl
305 kadınla birlikte çalıştıklarını, bu yıl ise “Evimiz Atölye” projesi
ile birlikte bu sayının 1000’e yaklaştığını belirten Seçer, “Kadının güçlü olması, kendini güvende
hissetmesi için üretmesi gerekiyor. Ürettikçe ve sosyalleştikçe toplumda daha
güçlü olacağını gösteriyor. Biz bunu deneyimlerimizle de gördük. Bundan dolayı
kooperatifleşme ve bu çatı altında bir araya gelme doğru bir yol” diye
konuştu.
“Küçük üreticinin hayatta kalması için birleşmek ve
kooperatifleşmek zorundayız”
İzmir Köy-Koop
Başkanı Neptün Soyer ise “Küçük
üreticinin hayatta kalması için birleşmek ve kooperatifleşmek zorundayız.
Elbette özelleşecek, elbette sanayileşecek ama küçük üreticinin üstüne basarak
bu memleketin medeniyete ulaşması mümkün değil” diyerek, kooperatifçiliği
tanımladı. Kooperatifin kurucu ortaklarından Mustafa Başer’in anlatımıyla
‘Birlik’ adlı belgeselin izletildiği söyleşide konuşmasını sürdüren Soyer, “Bizi doyuran küçük üreticiler. Bu bir
ülkenin politikasıdır. Aslında Mustafa Kemal Atatürk için kooperatifçilik hiçbir
zaman amaç olmamış. Kooperatifçilik memleketteki gelişme ve medeniyet için bir
araç olarak kullanılmış” diye konuştu.
“Ülkenin yapısına baktığınızda bu küçük
güçsüzler artık az değil”
Küçük üreticinin
üstüne basarak bir memlekette yükselmenin mümkün olmayacağının altını çizen
Soyer, şunları söyledi:
“Ülkenin yapısına baktığınızda da bu küçük güçsüzler
artık az değil. Bizim bu birleşmemizle tekrar kamunun kendine gelmesi lazım.
Dolayısıyla burada kamu olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı her şey
Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Atatürk’ün attığı temeller aslında. Tekrar
onları hayata kazandırmaya çalışıyoruz. İzmir’de de bu böyle. Siz kamudan ayrı
bir şey yapamazsınız. Kooperatifleri de koruyan aslında kamudur. 4734 sayılı
bir yasa var. Yasa ‘kamu doğrudan ihaleye girmeden üreticiden ürün alabilir’
der. Şu an memlekette kamu olarak sadece bunu yapan yerel yönetimler. Hâlbuki Valilik
de kamudur, Milli Eğitim Müdürlüğü de kamudur, İl Tarım Müdürlükleri de kamudur.
Bunların hepsi doğrudan ihaleye çıkmadan küçük üreticiyi destekleyebilir. Bu
bir kader değil, bu bir tercih. Bunu tercih ettikleri için de şu anda
kooperatifçilik bizde gelişmiyor.”
“Tarımı kadın bulmuştur, kadın çoğaltmıştır”
Tarımda kadının
rolüne dikkat çeken Soyer, “Tarımı kadın
bulmuştur,kadın çoğaltmıştır. Köylerde de çaputu ağılın bir tarafına
sıkıştıran, o tohumu çoğaltan kadındır. Tarımın sürdürülebilirliğini sağlayan
da kadındır” ifadelerine yer verdi. İzmir’de yüzde 30-35’lere varan toprağı
işleyen insan nüfusu olduğunu da belirten Soyer, “Marifet kırsaldaki yaşamın devam ettirebilmesi.Kendi yağımızda
kavruluyoruz, birbirimizi tanıyoruz, geçmişimizi biliyoruz, geleceğimize sahip
çıkıyoruz. İzmir’in marifeti bence bu. Kırsal hala ayakta ve Mersin’i de öyle
görüyorum” diye konuştu.
Söyleşinin
sonunda katılımcılar Meral Seçer ve Neptün Soyer’e sorularını yönelterek, merak
ettikleri konuların yanıtını aldı.
0 Yorumlar