TARSUS HABER- Türk Kamu-Sen Tarsus temsilciliği tarafından, devam etmekte olan toplu sözleşme sürecinde yansıyan rakamların, beklenenin çok altında olduğunu ifade edildi. Yarenlik Alanında yapılan basın açıklamasına Türk Kamu-Sen bileşenleri ile Türk Eğitim-Sen yönetici ile üyeleri ve STK temsilcileri katıldı.
Burada katılımcılar adına konuşan Türk
Eğitim-Sen Tarsus Şube Başkanı Yaşar, hem gündemi, hem de toplu sözleşme
sürecini değerlendirdi:
“Ne yazık ki son yıllarda ülkemizde felaketlerin
ardı arkası kesilmemekte, biri biterken diğeri başlamaktadır.
Geçtiğimiz yılın başında hayatımıza giren salgın;
depremler, orman yangınları, sel felaketleri, kazalar nedeniyle adeta bir kâbus
yaşamakta, sayısız vatandaşımızı ve kamu görevlimizi bu afetlere kurban
vermekteyiz.
Bu vesile ile başta geçtiğimiz günlerde
yaşadığımız sel felaketi olmak üzere bütün salgın ve afetlerde hayatını kaybedenlere
Allah’tan rahmet, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyor, bir an
önce bütün felaketlerin son bulmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.
Ülkemizde türlü olumsuzluklar yaşanırken
Devletimiz maddi-manevi bütün yaraları sarmak için var gücüyle mücadele ediyor.
UMKE’siyle, AFAD’ıyla, dalgıçlarıyla, itfaiyesiyle, sağlıkçısıyla,
ormancısıyla, eğitimcisiyle, elektrik, doğalgaz, su, altyapı hizmetleriyle,
postacısı, zabıtası ve güvenlik görevlisiyle halkımızın imdadına koşuyor.
Kamu görevlilerimiz yalnızca olağan dönemlerde
değil özellikle olağanüstü dönemlerde Devletimizin görünen yüzü, şefkat eli
olarak hayati bir görev yürütüyor. Bu kapsamda değerlendirdiğimizde gerçekten
de kamu çalışanlarımızın ifa ettikleri hizmetlerin değerinin ve öneminin
parasal bir karşılığı bulunmuyor.
Yaşanan felaketlerde bir kere daha gördük ki, kamu
hizmeti kutsal bir görev ve onu layıkıyla yerine getiren fedakâr çalışanlar
sayesinde bugün ülkemizin dört bir yanında hayat normal seyrinde
ilerleyebiliyor.
Son dönemde ekonomideki gelişmeler de hepimizin
malumu…
Bilhassa 2012 yılından beri gerek zorunlu harcama
kalemlerindeki artışlar gerekse döviz, altın, konut gibi kalemlere gelen
zamlar, maaşlara yapılan zamların kat be kat üzerinde seyrediyor, hayatımızı
olumsuz yönde etkiliyor. Kamu çalışanlarının maaşları yıl içinde enflasyon
kadar bile artmıyor; sonradan verilen enflasyon farkı ise hiçbir yaraya merhem
olmuyor.
Aynı işveren toplumun çeşitli kesimlerini
desteklerken afetle, salgınla, felaketle boğuşan memurlarımız bir de ekonominin
cenderesi altında eziliyor.
6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri, işte böyle
bir ortamda başladı.
Bugün gelinen noktada ülkemiz nüfusunun yaklaşık
4’te 1’inin 2022 ve 2023 yıllarındaki ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu
sözleşme görüşmelerinde işveren tarafı da teklifini sundu.
Kamu İşveren Heyeti, memur ve memur emeklilerine
2022 için %5+6; 2023 yılı için ise %6+6 maaş artışı öngörüyor.
Bu teklif, bizim istediğimizin yarısı bile
değildir, dolayısıyla kabul edilmesi de mümkün değildir.
Halihazırda yıllık resmi enflasyon %18,95
seviyesindedir. Muhtemelen 2021 yılı enflasyonu %20 dolayında gerçekleşecektir.
Bütün uluslararası kuruluşlar 2022 yılında
Türkiye’de yıllık enflasyonun en iyimser tahminle %15 olacağını düşünmektedir.
Yani önümüzdeki iki yıllık süre içinde enflasyon
toplamda en az %35-40 dolayında gerçekleşecektir.
Yapılan teklif ise bu gerçekleri karşılamaktan
uzaktır.
Bugüne kadar kamu görevlilerinin yaşadığı
sorunların temelinde maaş artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi
gelmektedir.
Hayallere göre zam verip gerçekleri görmezden
gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir.
Bu nedenle Hükümet, ivedilikle teklifini yenilemek
zorundadır.
Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme,
refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi
etkenler mutlaka değerlendirilmelidir.
Sayın Bakan teklifinde sözleşmeli çalışanlarımızın
sorunlarının çözüleceğini, 3600 ek gösterge talebimizin kabul edildiğini ve
refah payı ile ilgili bir gelişme yaşanabileceğini ifade etmiştir.
Bunlar son derece olumlu olmakla birlikte, bu
tekliflerin altı doldurulmalı, rakamlar netleştirilmelidir.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya
zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi
için Hükümete açık çağrıda bulunuyoruz.
Bu teklifte toplu sözleşmelerin başında Kamu
İşveren tarafına sunduğumuz,
-Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı
kabul edilebilir bir oransal artış;
-Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi
için seyyanen zam;
-Ülke ekonomisindeki büyümeden kamu görevlilerine
de pay verilmesi;
-Reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara
refah payı eklenmesi;
-Kamuda yalnızca memurlara verilmeyen Bayram
İkramiyesinin, memurlara da verilmesi;
-Toplu Sözleşme İkramiyesinin yükseltilerek
sendika üyesi kamu görevlilerinin teşvik edilmesi;
-3600 ek gösterge uygulamasının tüm kamu
çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi;
-Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya
geçirilmesi;
-Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri
Sınıfına alınması;
- Aile yardımı, çocuk parası, doğum ve ölüm
yardımı gibi sosyal yardım kalemlerinin çalışanın ihtiyacını karşılayacak şekilde
yükseltilmesi gibi konuların mutlak surette yer alması gerekmektedir.
Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına
ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak
biçimde ele alınması zorunludur.
Biz, hakkımız olmayan hiçbir konuyu ve meblağı
masaya taşımıyoruz.
Hakkımızdan aşağısına da rıza gösterecek değiliz.
Yıllardan beri “Hakkınız ödenmez” diyerek alkışlanıyoruz; şimdi ise
hakkımızın ödenmesini istiyoruz.
Biz artık sırtımızın sıvazlanmasını değil,
cüzdanımıza insanca yaşamaya yetecek kadar para konulmasını istiyoruz.
Sayın Bakanın “Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün
gerçekleşmesini; Sözleşmeli personelin haklarının memurlarla
eşitleneceği, 3600 ek gösterge teklifimizin kabul edildiği, refah payı uygulamasının
değerlendirileceği sözlerinin adının konmasını bekliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, reel
kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden ve artan milli gelirden bir
çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz.
Taleplerimiz, makuldür ve istenirse karşılanabilir.
Mücadelemiz, başta kamu çalışanları olmak üzere
tüm Türk Milletinin daha güzel bir Türkiye’de, yaşanabilir bir ücretle, refah
içinde yaşaması içindir.
Yapılacak revize teklif, siyasi iradenin bu yöndeki
niyetini ortaya koyacaktır.
25 milyon vatandaşımız, Hükümetten yüzlerini
güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir teklif beklemektedir.”
0 Yorumlar