Şeker-iş
Sendikasının özelleştirme kapsamındaki Bor Şeker Fabrikasının önünde
düzenlediği basın açıklamasına CHP Milletvekilleri Ali Haydar HAKVERDİ, Hilmi YARAYICI,
Parti Meclisi üyeleri Fatma GÜNER ve Bülent Ecevit TATLIDİL, CHP Niğde İl
Başkanı Erhan ADEM ve Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah KİRAZCI ile
birlikte katılan CHP Mersin İl Başkanı Adil AKTAY, "Özelleştirilmeyle
birlikte, sofralarımız GDO’lu şeker istilasına uğrayacak" uyarısında
bulundu. AKTAY, CHP Mersin örgütünden kalabalık bir grubun da destek verdiği
basın açıklamasında şunları söyledi:
" Günümüzde
savaşlar yalnızca tankla tüfekle yapılmıyor. Stratejik gıda ürünleri
aracılığıyla yürütülen çok büyük savaşlar da yaşanıyor.
Şeker, bu
stratejik gıda ürünlerinin başında geliyor. Bu nedenle, dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri şekerde
korumacılık politikası uyguluyorlar. Üreticiyi, yerli üretimi destekliyorlar.
Pancar şekeri
fabrikalarını özelleştiren ülkeler, yanlışlarını anladı. Fabrikaları
üreticilerin yönetmesi için, yeni modeller üstünde çalışıyorlar.
Çok uluslu
tekellerle milli ekonomiler arasındaki savaşta, AKP hükümetinin nerede, kimin
yanında durduğunu görmek istiyorsanız, şeker politikasına bakmanız yeterli.
Şeker gibi
stratejik bir ürünü, kendi hükümetinin eliyle, uluslararası tekellere,
rantçılara teslim eden bir ülkenin, düşmana ihtiyacı yok. Böyle bir ülkenin
ayakta durması mucize.
Kendi
hükümetinin eliyle, kendi vatandaşının sağlığını bile bile tehlikeye atan bir
ülkenin, düşmana ihtiyacı yok.
Şeker
fabrikalarının özelleştirmesiyle birlikte, sofralarımız daha fazla GDO’lu şeker
istilasına uğrayacak. Pancar şekeri
üreten fabrikalar özelleştirildikçe, bilin ki sağlıklı şekerin yerini zehirli
şekerler alıyor.
Dünyanın
gelişmiş ülkelerinde, GDO’lu mısıra dayanan Nişasta Bazlı Şeker kullanımı
yasaktır. Yasaklamayanlar da kotalarını düşürüyor. Bizde ise Nişasta Bazlı
Şeker kotası, her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla arttırılıyor. Şaibeli uluslararası gıda tekeli Cargill'e
verilen ekstra kotadan dolayı, ülke ekonomisi 14 yılda tam 5 milyar dolar zarar
gördü. Çiftçinin 400 bin hektar alanda pancar tarımı yapması engellendi.
Bu tablonun
anlamı net: AKP hükümeti, Cargill ne kadar yerliyse o kadar yerli, Cargill ne
kadar milliyse o kadar millidir!
Dünya, Nişasta Bazlı Şeker’in sağlığa zararlarını
biliyor, önlem alıyor. Bizim iktidar ise kendi ülkesinde satış yapamayan
tekelleri Türkiye’ye buyur ediyor.
Bu şeker
fabrikaları da özelleştirilirse, artık bayramlarda çocuklara şeker değil, zehir
ikram etmek zorunda kalacağız. Artık eşe dosta “Çayına kaç şeker istersin” diye
sormaya çekineceğiz.
Bu yüzden, şeker
fabrikalarının sorunu sadece Bor’daki, Afyon’daki, Ilgın’daki işçinin,
çiftçinin sorunu değildir. Çocuğunun sağlığını düşünen her anne babanın,
ülkesinin bağımsızlığını isteyen her vatandaşın sorunudur.
Bu bir parti
meselesi değil, bir milli meseledir. Çocuklarımızın sağlığı, ülkemizin
bağımsızlığı için, hepimiz sonuna kadar direnmeliyiz.
AKP iktidarı,
tarafını seçmek ve bu ülkeye dost mu düşman mı olduğuna karar vermek
zorundadır. Dost isen; milli
varlıklarımızı satamazsın, şekerimize zehir katamazsın. Onu, düşmanlar yapıyor.
Yerli ve milli
olmanın kriteri işte bu kadar nettir: Milli varlıklarımızı satamazsın,
şekerimize zehir katamazsın."
0 Yorumlar