Mersin Büyükşehir
Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz
yaptığı basın toplantısında
yapılan operasyonlarla
algı oluşturulmaya çalışıldığını belirterek ''Operasyonların hedefi Burhanettin
Kocamaz''dır dedi..
Kocamaz yaptığı
açıklamada şu görüşlere yer verdi: ''27.01.1955
doğumluyum. Küçük yaşlardan bu yana milli ve manevi duygularla büyüdüm. 10
yaşından bu yana da millet ve memleket için Başbuğ’un peşinde yürüyorum.
Devletime ve milletime bağlılığım beşikten mezara kadardır. Henüz daha bir
çocukken ve ne olduğunu dahi anlamadan Yeni Delhi dönüşü Başbuğ’un Tarsus’u
ziyaretinde peşine takıldım. Halen de çizgimi hiç değiştirmeden vatan, millet,
bayrak, hürriyet ve bağımsızlık, hak, hukuk ve adalet davasının peşindeyim.
Üniversite hayatım
mücadele içerisinde geçti. 1976’dan bu yana da işçi-memur-iş ve ticaret
adamı-siyasetçi-belediye başkanı olarak tam 40 yıldır aktif bir şekilde
milletimin ve devletimin hizmetindeyim. Bunun tam 23 yılı belediye başkanı
olarak halkımın hizmetinde geçti. Gece demedim gündüz demedim, tatil nedir
bilmedim, ailemi, eşim ve çocuklarımı, akrabalarımı ihmal ettim, koşturdum
durdum. Hala da koşturmaya devam
ediyorum.
Halkımız sağolsun bizi
destekledi 4 dönem Tarsus’ta, 5. dönem de Mersin’de yerel ve genel iktidarlar
olmamamıza rağmen bir muhalefet adayı olarak bizi tercih etti ve görev verdi.
1994’ten bu yana hak, adalet ve kul hakkı, tüyü bitmedik yetim hakkı diyerek
milletinin emanetçisi olduğumuzu bilerek hizmet vermeye çalıştık. 23 yıllık
hizmet süremiz içerisinde ne badireler atlattık, kumpaslarla karşılaştık.
Tehditler aldık, saldırılara, hatta kurşunlara maruz kaldık. Milletin hakkını
korurken, kentimizi barış, huzur, kardeşlik kenti yapmaya çalışırken defalarca
adli makamlara ifade verdik. Bizimle uğraşanların çoğu siyasi mevta haline
geldi. Ama biz hala dimdik, alnı açık bir şekilde ayaktayız.
Ülkemiz zor dönemlerden
geçiyor. Hala daha bu ülkeyi ve Mersinimizi kaosa götürmeye, kargaşaya
sürüklemeye çalışanlar var. Biz bu FETÖ denen, milleti Allah diyerek kandıran,
inançlarıyla alay edip sömüren zihniyetle yıllardır kavgalıyız. Bu örgüt ile
2009 yılında Tarsus Belediyesi’ne Zaman gazetesinin girişini yasaklamamızdan bu
ya mücadele içindeyiz.
Bugün hükümet 17-25
Aralık’ı milad kabul ediyor. Oysa bu örgüt bizim bu yasaklamamızdan 2 yıl sonra
2011’de bize kumpasa başladı. Tarsus Belediyesi’ne kumpaslar kuruldu, bir
arkadaşımız haksız yere 6 ay ceza evinde tutuldu. O gün belediyeyi basan, o
kumpasa katılanlardan bazıları hala görevde. O gün bize kumpas kuran savcı,
Trabzon’a başsavcı yapıldı. 17-25 Aralık’tan sonra Samsun’a düz savcı olarak
atandı. 15 Temmuz sonrası da hem o savcı hem de dönemin kaymakamı tutuklandı.
Keşke bugünkü mücadeleler, bizim mücadele ettiğimiz dönemlerde başlasaydı da 15
Temmuz’u yaşamasaydık. Her şeye rağmen milletimizin 15 Temmuz’da ortaya koyduğu
tavır ve davranışları azim, cesaret ve kararlılıkları takdire şayan, özgürlük,
bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi veren toplumlara da örnek bir davranıştır.
Bilindiği
gibi 15 Temmuz’da son anda milletimizin ortaya koyduğu tavır, demokrasi ve
cumhuriyete sahip çıkması FETÖ bağlantılı yapıları rahatsız etti.
Ülkeyi
başarısız oldukları darbe girişimiyle teslim alamayanlar yeni bir kaos ortamı
oluşturma gayreti içindeler! Bilindiği gibi halen
hiçbir şekilde sorgusu dahi yapılmayan, sorgulanmayan birçok bürokrat, birçok
yönetici, birçok iş adamı, emniyet mensubu, adli ve idari erkan olduğu gerek
medya gerekse basında dillendirilmektedir.
Böyle bir ortamda sayın
Cumhurbaşkanımızın bile “At izi it izine karıştırılıyor” uyarısı dikkate
alınmamakta ve olaylar saptırılmakta, başka yönlere çekilmekte, özellikle de
belediyemiz üzerinde farklı bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bizim hiç kimseye veremeyeceğimiz bir hesabımız
da yoktur.
Elbette siyasi
mücadeleler olacaktır. Elbette herkesin bu ülkeyi ve bu kenti yönetme konusunda
halka bu görev talibinde bulunma hakları vardır. Ama bunun yöntemi demokratik
kurallar çerçevesinde vatandaşa gitmektir.
Belediyemiz hizmet konusunda
tam yelkenini şişirdiği bir anda ve gerek bizim gerekse de siyasi
muarızlarımızın yaptırdıkları anket sonuçlarının belediyemiz lehine çıktığı bir
anda bu tür olaylarla karşılaşmamız ayrıca da manidardır.
Daha evvel de
belirttiğimiz gibi sayın Başbakanın FETÖ ve FETÖ’cülerle ilgili ortaya koyduğu
kıstaslar yani bylock ilişkisi, banka ilişkileri, aktif dernek üyeliği FETÖ
okullarına üstelik de burslu öğrenci gönderen velilerle ilgili her kim varsa
gerekli işlem yapılsın.
Ancak böyle bir bağlantısı
olmayan, elde somut belgeler ve tespitler olmayan insanların yeniden gözden
geçirilerek değerlendirilmesi kanayan vicdanları biraz daha rahatlatacaktır.
Bu yanlış anlaşılmaları
ve haksızları önlemek ya da ortaya çıkarmak adına bizim talebimiz sonu nereye
varırsa varsın gerek siyasi gerek iş adamı gerek bürokrat gerek adli ve idari
kesim ya da emniyet mensubu, ordu mensubu her kim nasıl bir ilişkiye girdiyse
açıklansın.
Zira bizim duyumlarımız
hala FETÖ ile bir şekilde ilişkisi olan birçok kişinin özellikle üzerine
gidilmediği ve olayın sabunlama tekniğiyle örtbas edildiği yönündedir.
Bugün belediyemiz
üzerinde yeni bir algı oluşturmak, yine 2 Ağustos’ta olduğu gibi yine
birilerinin FETÖ ile olan ilişkilerini, bağlantılarını karartmak adına
dikkatler bir başka yöne çekilmekte ve yine belediyemiz üzerine oynanmaktadır.
Daha önce FETÖ
denilerek TEM üzerinden yürütülen çalışmalar bugün farklı yönlere
çekilmektedir.
2 Ağustos sonrasında
belediyemizde yaptırdığımız incelemelerde gerek belediye içinde, gerekse
belediye dışında dinleme cihazları tespit edilmiştir. Bu dinleme cihazlarını
polis mi koydu yoksa başka bir örgüt mü koydu bilmiyoruz. (Emniyet yetkilileri
kendilerinin koymadığını söylüyor.)
Ayrıca bilgi işlem
birimimizle ilgili yapılan araştırmalarda bazı bulgulara rastlandı, bazı
tespitler yapıldı. Konuyla ilgili ilgililer hakkında savcılığa suç duyurusunda
bulunuldu.
Ancak bununla ilgili de
henüz bir işlem yapılmış değil.
Yaklaşık yıl başından
beri dinlendiğimiz söyleniyor. Polisin dinlemesinde bir mahsur görmüyoruz.
Ancak başka örgütler dinliyorsa emniyet güçlerimizin bunlarla da ilgili detaylı
bir araştırma yapmasını ve bizleri aydınlatmasını talep ediyoruz.
FETÖ nedeniyle
gözaltına alınan arkadaşlarımıza sorgulamalarda sorulan sorular akıllara
durgunluk verecek şekilde boş, mesnedi olmayan duyum ve iftiralara yönelik
sorulardır.
Bugün de gerek bakanlık
müfettişleri, gerek Sayıştay tarafından denetlenen, henüz belediyemize sorgusu
bile gönderilmeyen hatta mahkemelere konu olmuş, sonuçlanmış konularla ilgili
arkadaşlarımızın toplanması bu kumpasın halen devam ettiğini göstermektedir.
Biz devletimize ve adalete sonuna kadar güvenmek istiyoruz. Bugüne kadar
yaşadığımız otogarla ilgili hadiseler ve mahkemelerin verdiği kararlar tamamen
kabul edilemeyecek niteliktedir.
Zira açtığımız tahliye
davasında sadece dükkanların ihalesine çıkıldığı ve dükkanlar kiralandığı halde
mahkeme zorlama yorumlarla bu kiralamayı hasılat paylaşımı gibi
değerlendirebilmektedir. Yine açtığımız fesih davası ile ilgili süreç uzadıkça
uzamaktadır. Oysa ilgili yükümlülüklerini yerine getirmezse tek taraflı
feshedilebilir. Otogardaki hukuksuzluklar devam ettiği halde bugüne kadar
mahkemelerden hiçbir sonuç alınamamıştır.
Otogarda halen
hukuksuzluk devam etmekte, maalesef gerek belediyemiz gerekse de devletimiz
adeta zaafa düşürülmektedir.
Biz ömrümüz boyunca
devletimiz ve milletimize hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Ancak bugün bu
kadar mücadelemize rağmen bu tür olaylarla karşılaşıyor olmamız bizi derinden
üzmektedir.
Tekraren belirtiyorum
ki suçlu olan her kim ise cezasını çekmelidir. Ama suçsuz yere de hiçbir kimse
ya da kurum töhmet altında bırakılmamalıdır. Biz devletimize sonuna kadar
güveniyor, haksızlıkların, hukuksuzlukların sorgulanacağı ve gerçeğin er ya da
geç ortaya çıkacağının bilinci içerisindeyiz.
Kamuoyunun
bilgisine sunmak ve ilgililere sormak istiyoruz:
Gözaltına
alınma gerekçesi hiç kimseye söylenmeden, sadece dosyalardaki imzalara bakarak,
imaj operasyonu yapmanın anlamı ne?
Sayıştay’ın
bulgudan sorguya bile çevirmediği konular neden pişirilip pişirilip önümüze
getiriliyor?
Burası
seçilmiş bir kamu kurumu, burası büyükşehir belediyesi, ikidedir gözaltı
operasyonu yapılarak ne yapılmak isteniyor?
Kamuoyunda
itibarımızı sarsıcı, itibar operasyonlarının arkasındaki karanlık odaklar kim?
Adliye
içerinde, emniyet içerisinde halen FETÖ’nün uzantıları, kimden neyin intikamını
almaya çalışıyor? FETÖ ile gerçek bir mücadele yapılıyor mu? Yoksa FETÖ bahane
edilerek siyasi bir operasyon mu yapılıyor?
Mersin’in
milli iradesi yok sayılıyor. Mersin’deki milli iradeyi milli iradeden
saymıyorlar mı? Ömrü vatan hainleriyle, illegal yapılarla, arsızla, hırsızla,
yolsuzla mücadeleyle geçmiş kişileri karalayarak, onların kamuoyundaki
itibarını sarsıcı operasyonlar yaparak nereye varmak istiyorlar?
Ülkenin
içinde bulunduğu zor durumda herkesin elini taşın altına koyduğu dönemlerde
özellikle DEAŞ, PKK, YPG, FETÖ gibi devletimizin bekasına, milletimizin
birliğine kasteden, ülkemizin bütünlüğüne göz dikmiş unsurlarla mücadele eden
yerli ve milli unsurların arasını açmaya çalışan operasyonlara karşı devlet ve
hükümet yetkililerinin, özellikle şu içinde bulunduğumuz dönemde ilgilileri
daha dikkatli olmaları konusunda uyarmaya davet ediyorum.
Bize
üçüncü ağızlardan “hesaplaşacağız”, “bu iş bitmedi” diye haber gönderen gerek
emniyet içerisinde, gerek yargı içerisinde gerek basın içerisinde yuvalanmış
kriptoFETÖ’cü unsurlar, kendilerini temize çıkarmak için bizim üzerimizden
kamufle olmaya çalışmasınlar. Onları biliyoruz, eğer iş siyasi hesaplaşma ise
çıksınlar siyaset yapsınlar. Mersin kamuoyu önünde hepsiyle hesaplaşalım, Mersinli hepsinin dersini verecektir.
Hiçbir
kurala, hiçbir prosedüre uymadan operasyon yapmanın, şu kadar kişi belediyede
yolsuzluk yapmış, FETÖ’cüymüş vesaire demenin anlamı nedir? Bunu birisinin
açıklaması gerekiyor.
Bu vesileyle bütün
Mersinli hemşehrilerime selam ve saygılarımı belirtiyor, daha güzel, daha
yaşanılabilir ve huzur içerinde bir Mersin’de birlikte yaşamak düşüncesiyle…
0 Yorumlar