Mersin Valisi
Özdemir Çakacak “Türkiye daha önce darbeler ve darbe girişimleri konusunda
çeşitli badireler atlattı. Ancak bu darbe girişiminde maalesef şimdiye kadar
hiç görmediklerimizi gördük.
Devleti,
milleti ve milletin iradesini korumak isteyen masum insanlarımıza, acımasızca
ve insanlık dışı bir şekilde hunharca ateş edildi, insanlarımız şehit edildi ve
yaralandı. Bu tamamen Türk Devletine, Hükümetine ve demokrasiye yapılmış bir
kalkışma idi. Eğer başarılı olsalardı ülkemizin durumunu tahayyül etmek bile
mümkün olamazdı ama çok şükür ki başarılı olamadılar.” dedi.
Vali
Çakacak, darbe teşebbüsünde bulunanlara Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Zaferini
anımsatarak; “Televizyonlarda izledik, vatandaşlarımız bir sel gibi sokaklara
akarak, milletin iradesinin üzerine hiçbir gücün çıkamayacağını bir kez daha
kanıtladı ve milli iradeye sahip çıktı. Böyle yüce bir millete, bu milletin
parası ve vatandaşların vergileriyle alınmış uçaklardan, helikopterlerden, silahlardan
kurşun sıkıldı. Bu davranışı hiçbir şekilde insanlığa sığdıramazsınız. Ama çok
şükür ki Türk Silahlı Kuvvetlerinde bu kanunsuz emri dinlemeyen şerefli subaylarımız,
emniyet teşkilatında kahraman polislerimiz ve yüce milletimizin mangal yürekli
evlatları var. Bakınız; insanlar o günden bu yana sabahlara kadar meydanlarda devletine,
hükümetine, milletine, demokrasisine ve kısacası milletin iradesine sahip
çıkıyor. Bu yüce milleti kimse hafife almasın” dedi.
Darbe
girişimine teşebbüs edenlerin Yüce Türk Adaleti önünde hesap vereceklerini
vurgulayan Çakacak; “Malumunuz kendini Sıkıyönetim Bölge Komutanı olarak ilan
eden bir kişi tarafından; Mersin’de, şahsım ve Kaymakamlarımızın gözaltına alınması
için bir takım talimatlar verildi. O kişiyi komutan olarak adlandırmak
istemiyorum; çünkü komutanlık şerefli ve yüce bir makamdır. Başından beri olaya
hakim olduğumuz için, güvenlik birimlerimiz, bu kanunsuz emri dinlemedi ve “Sayın
Valim emrinizdeyiz” beyanında bulundu. İlk andan itibaren benim koordinemde;
Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik teşkilatlarımız, Cumhuriyet Başsavcımız ve
Adalet Komisyon Başkanımız ile sürekli iletişim halinde bulunarak, güvenlik
güçlerimizle birlikte yapılması gerekenler yapıldı. Cumhuriyet Başsavcımız tarafından,
ilgili kişiler hakkında “Anayasal düzeni bozmak ve darbeye teşebbüs”
suçlamalarıyla gözaltı kararı alınarak, kimsenin burnu dahi kanamadan o kişiler
adalete teslim edildi. Bu darbe girişiminde bulunanlar Yüce Türk Adaleti önünde
hesap verecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Hukuk devletidir, Hukuk
kuralları çerçevesinde gereken her şey yapılacaktır” açıklamasında bulundu.
“Daire
amirlerine özellikle seslenen Çakacak; “Darbe girişimine kalkışanlar kadar
fiiliyatta görev almayan, kamu kurum ve kuruluşlarımızda çalışan örgüt müzahiri
ve yandaşı olan birçok insan
var.
Bunların da bir şekilde temizlenmesi gerekiyor. Bu noktada tüm kamu kurum ve
kuruluşlarımız kendi iç muhasebesini yapacak, kurumlarda bulunan örgüt yandaşı
personel hakkında gerekli idari ve adli soruşturmalar yapılacaktır. Vatandaşlarımız
sivil toplum kuruluşları ile birlikte meydanlarda demokrasi nöbeti tutmaya
devam etmektedir. Tabii ki bizler de gündüz işimizi yapacak, sorumluluklarımızı
yerine getirecek, akşam da meydanlarda bulunacağız. Biz kamu görevlileri bu
makamlarda
bu yüce millete hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu nedenle kamu görevlileri
olarak, hizmetlerin en iyisini hak eden bu millete en iyi hizmeti vermenin
çabası içerisinde olacak, en üst düzeyde hizmet vereceğiz. Tüm daire amiri arkadaşlarımdan
işlerine dört elle sarılmalarını, vatandaşa en üst düzeyde en iyi hizmet
verilmesini sağlamalarını, bir yandan da güvenlik güçlerimizden gelen her türlü
yardım talebinin anında ve hassasiyetle karşılanmasını istiyorum.”
“Vatan hainliği suçların en büyüğüdür. Bizim
en büyük zenginliğimiz Anadolu gibi bir vatana sahip olmaktır. Can güvenliği
olmadığı için kendi vatanlarını terk etmek zorunda kalan herkes Anadolu’ya
sığınıyor.
Çünkü bu zengin topraklarda yaşayan bu yüce millet dünyanın neresinde olursa
olsun, zorda, darda olan herkese yardım elini uzatmıştır ve uzatmaya da devam
edecektir. Bizim devlet geleneğimizde, millet kültürümüzde, örfümüzde birbirine
silah sıkmak, kurşun atmak yoktur. Bu nedenle bizim evlatlarımız birbirine
silah sıkmaz, kurşun atmaz. Bu insanlık dışı davranışı sergileyenleri insan
olarak bile nitelendiremeyiz. Anadolu’nun en ücra köşesinde yaşayan en fakir
insanımız
bile kapısına gelen Tanrı misafirini en iyi şekilde ağırlayacak gönül
zenginliğine sahiptir. Bizim insanımızdan kimseye zarar gelmez. Fakat bu
kandırılmış, satılmış vatan hainleri bu
milletin
evlatlarına kurşun sıktı. Ama bu vatan hainlerine karşı hemen karşılığını
veren, Şairin “Ulusun, korkma; nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin
tek dişi kalmış canavar” dizelerinde yer alan
o büyük
imana sahip bu yüce milletle hepimiz gurur duyuyoruz.”
“Bu milletin birbirine olan bağlılığı ve
yakınlığı çok iyi bilinmesine rağmen eskiden beri aramıza nifak tohumları
ekilmeye çalışılmıştır. Ne diyor şair: ‘Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.’ Bu milletin arasına tefrika
girmeden, bu milleti birbirine düşürmeden dünyada hiçbir güç bu milletin
boynunu aşağı eğemez. Bunu bildikleri için, milletimizi her fırsatta bölmek
istediler. Ama yüce milletimiz hiçbir zaman bunlara kanmamış; vakur duruşu ve
sağduyusu ile bu birlik ve beraberliği bozmak isteyenlere asla izin vermemiştir.
Bunun en yakın
örneğini
de bu darbe girişiminde net olarak gördük. Bu millet, birlik ve beraberliğini
bozmak isteyenlere, tanklara, savaş uçaklarına, helikopterlere karşı, 79 milyon
kişi bir ve bütün olarak dur dedi.” diyerek sözlerini noktaladı.
0 Yorumlar